Ana Sayfa Kalemimden Animeler Kitaplar Mangalar Filmler Diziler Mimler

18 Ocak 2016 Pazartesi

22 Blogger 1 Hikâye / Bölüm 2: âlem-i eşbâh




Hazır mı? Bu nasıl bir sualdi böyle? Zihni küçük bir çocuğun oyun alanı gibi dağınıkken nasıl olurdu da kendisinden bir yanıt verilmesini umabilirdi. Geceyi çalan parlak parlament mavisi bakışlarını huzursuzca şoför koltuğuna oturmuş genç adama yönlendirdiğin de, aracın kısa süre içerisinde çoktan yola koyulduğunu fark etmişse de, kayıp yapboz parçalarını andıran zihnin labirentin de kaybolmuşken bir an zaman kavramının kendisinden alındığı hissi omuzlarına çökmüştü. Zira su damlası biçimli, derin mavi gözleri şoför koltuğunun yanındaki pencereye kaydığında görebildiği yalnız dipsiz bir karanlıktan ibaretti. Geceyi süsleyen ışıltılı kandiller varlıklarını gizlemiş, sanki okyanusa atılan küçük taşlar gibi dibi boylayarak gözden uzaklaşarak geriye, tekdüzede tonuyla sınırları ortadan kaldıran okyanusun koca hiçliğini sunmuşlardı. Elbet ortada ne okyanus vardı, nede dibinde ışıltılı yıldızlar. Sahip olduğu tek şey… Ah, kahretsin; daha kendi adını dahi hatırlamayıp neden sokağın ücra köşesinde uyandığını bilmezken sahip olduklarını nereden bilecekti? Araçtan yansıyan beyaz ışık huzmesi, geceyi silip süpürgen ateş küresiymişçesine Arnavut taşlı yolların sokaklarını mesken eden belli belirsiz suretlerini aşikâr etmişse de, bu suretler sönmek üzere olan cılız bir mumdan farksız, seraplığın beldesinin hayaletleri olup bir görünüp bir kayboluyordu. Kız aracın hızından mı yoksa gerçekten bir an yanlarından kendilerine yetişmeye çalışan canlı gölgeler mi olduğunu anlam veremeye çalışırken, çoktan unutmuştu genç adamın kendisine tesaülünü. Adamın dolgun yapılı dudaklarının arasındaki sigara kapalı olan aracın çevresini duman altında bıraktığından, etrafınızı sisin çöktüğünü hissettiriyordu. Belki de bu nedenle olamayan sanrılar görmeye başlamıştı gözleri. Huzursuzca ciğerlerine kirli havayı çekerken adam; gece kadar koyu, kuzguni saçlarının perçemleri altından çattığı kaşlarla ayna bakış atıp kızın kendisini görmesini umarak yeniledi sözcüklerini.

“Biliyorsun, soru sorduğunda yanıtlamak nezaket gereğidir Lexi.” Sigara dolayısıyla dudaklarından boğuk biçimde dökülen kelimeler, sanki konuştuğu dile yeni aşina biriymişçesine hafif aksanlı gelmişti kızın kulağına, ama dahası; genç adamın kendisine yönlendirdiği hitap aklında devasa çanların çalmasına sebebiyet verip, pencereye dalgın bakan bakışlarının gerçeklikle buluşmasına sebep olmuştu.
“Lexi…” Hafif mırıltılarla, sonlanan şarkının nağmelerini anımsatır derecede tekrarladı mavi gözlü kız adamın dudaklarından hürlüğe kavuşan lafızları. Gerçekten adı bu muydu? Yoksa yoldan geçen sapığın teki tüm yalnız kendisini alıkoymak için devasa bir komplo mu düzenlemeye kalkışmıştı? Kalbi aklının yazdığı senaryolarla delicesine çarpıyor, etrafı kuşatan sigara ve losyon kokusu yavaş yavaş midesinin bulanmasına yol açıyordu. Zihnine doluşan fikriyatları midesine hücum edip, ağzından çıkmak istercesine elini refleks olarak dudaklarına götürmüş, lakin hiçbir şey olmamıştı. Benliği; balçık yığınına bulanmış bir kuşmuşçasına çırpınıyor, siyahın silip süpürerek, doğan güneşle çatacak mavi tonuna ulaşmak için gayret gösteriyordu, heyhat; bir kere bataklığa gömüldüğünüzde bulanmadan çıkamazdınız. Adının Lexi olduğunu düşünen mavi kız içinde durum balçık yığının arasındaki kuştan farksızdı.
“Yoksa Adelyta, Velius, Cilla yâda Yuuna mı demeliyim? Gerçi…” Genç adam duraksadı, dudaklarının arasındaki sigardan derin bir nefes çekip etrafını kuşatan duman halkalarını kuşatırken, iki nefes aldığı bitmemiş sigarasını aralık olan camdan fırlatıp bal rengi bakışlarını kızla yeniden buluşturdu. “…Çoktan kendine yeniden yeni bir isim bulmuşsundur.” Kız işittiği sözcüklere anlam vermeyi çoktan terk etmişti, zira arkalarında mana aradıkla kelimeler kendisinden kaçıyor, gerçekliğin aynası ufak parçalara ayrılıyordu. Ya tüm bunların hepsi başından beri bir rüyaysa, aslında şu an gözleri kapalı vaziyette sıcak yatağında yatıp benliğini kuşatan soğuk düşlerden sıyrılmaya çabalıyorsa?

Aralık olan pencereden esen hafif meltem hilafını haykırır vaziyette esip tenine değerken yeniden dakikalar öncesi sokakta hissettiği soğukluğu tadıp, rüyaların çoktan onu terk ettiği kanısına vardı. “Yeni bir ad mı? Ne demek istiyorsun? Ayrıca bizi bekleyen kim?” Bu defa şaşkın bakışlar atmanın sırası adamdaydı, bal rengi bakışları büyümüş bir çift amberi anımsatıp parıldarken, ses tonunda ki hayret edası sinmişti tüm hissiyatlarına.  Adam bir an arabayı kenara çekecek gibi olduysa da, tekrar taşlı yola geçiş yapmış, ayağını gazdan ayırmadan dolambaçlı caddeleri kıvrak manevralarla hızla geçmeye başlamıştı. “Yavaş ol Nancy Drew teker teker sor. Ve gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor musun?” Genç şaşkınlığına perde örtmeye lüzum görmezken, kız; çehresine kondurduğu bihuzur bakışı üzerine cömertçe geçirip, memnuniyetsizliğini en az adamın hayreti kadar belirgince beyan etti gözlerinde. “Bilmiş olsam sormazdım. Üstelik benim o için o kadar isim sıralamışken kendin için tek bir tanesini söylemediğine bakarsak asıl nezaketten bihaber olan sensin.”
Gülümsedi. Şen kahkahaları içtenlikle zamanın süzgecine karışırken, ipeksi, yumuşak sesi biten şarkının noksanlığını aratmayarak, nağmelerin yerine geçerken, kız adamın neyi komik bulduğunu tahmin yürütmeye kalkmış lâkin avuçlarının tekrardan boş kalacağını tahmin ederek, sadece absürt olarak düşündüğü anın gelip geçerek üzerini bir örtüymüşçesine kuşanan bütün bilmeceleri def etmeyi umut etmişti. Ne var ki, umut kavramı ona; seraptan yapılma bir cennete merdiven dayamakla eş değer geldiğinden, yalnız kendisine bahşedilen serap vadiye sıkıca kucaklayıp saklamakla yelteniyordu. Rüyalarının hamura dönüşüp şekillendiği bu yerde, kim bilir, belki ektiği serap tohumcukları hakikatin şarabıyla sulanıp sahihlik âleminde filizlendirirdi,  yıkılan ademâbâdı. “Belki? Ama dünyanın çivisi çıksa da bir hanım efendi asla nezaketinden ödün vermemelidir. Bana gelirsek um... adamım işte bu çok tuhaf.” Kendi kendine mırıldanıp iç geçirirken, kız; dakikalar evvelsi tanışıp –elbet birinin sizi peşinden sürüklemesi tanışmak sayılırsa- karizmatik bulduğu adamın, tüm albenisinin bal mumundan yapılan kanatlardan olduğunu düşünmeye başlamıştı, nitekim genç adam şimdilerde, boğazına dizilen sözcükleri özenle nakşedip sunmakla meşgulken, parmaklarıyla matematik işleminin sonucunu çözmeye çalışan ufak bir çocuğunu resmediyordu. “Hiç birisiyle ikinci kez tanıştığımı anımsamamıştım, bu kesinlikle tuhaf. Wolf geri geleceğinden söz etmişti, ama hiç kimse anılarını yitireceğini bilmiyordu. Pek çok defa ortadan kayboldun ama her geri geldiğinde anıların da seninle birlikteydi. Wolf buna çok şaşıracak.” Wolf’da kimdi? Yoksa kendilerini bekleyen kişi miydi? Araç yavaş yavaş yer altına doğru yol almaya başlarken, ara sokaklarda gölgeler dans ediyor, yıkılmış vaziyette ki harabe şehirden yayılan kokular, bir güz vakti çürüyen bir meyvenin aromasını bırakıyordu. Hayır, hayır; işin aslı meyve olduğu da söylenemezdi, daha çok kanın ağızda bırakılan metalimsi tadı ve keskin kokusuyla bire birdi.  Çürümenin aşamasının verdiği nahoş koku, yıkık görünümlü binalar arasından ara sokakta dolaşan gölgelerden geliyormuş gibi görünüyordu, tabii tüm bu; uzun vakit evvel ellenmemiş bir hayvan cesedi ve sokaklarda başıboş dolaşıp, cılız bedenlerine vuran ışıkla gölge oyunu tiyatrosu oynayan berduşlarda olabilirdi.

Yer büyük bir gürültüyle sarsılarak açılmış, sokakların ardında ki gölgeler aç kurt sürüsünü anımsatırcasına sabırsızca bulundukları yerlerden ağır hareketler eşliğinde sesin geldiği yere doğrusu yönelmeye başlamışsa da kız; daha aracın arka penceresinden ne olduğunu göremeden, arabayı yer; arabayı, içindeki adam ve kızla birlikte yutarak, okyanusun devasa dalgaları kıyaya savrulup kumdan kaleleri derinliğine götürmesi gibi yıkıp yok etmişti. Şimdi enâniyyetinin o devasa dalganın alıp götürüp bilmediği beldelerin kıyılarına savurarak, derinlere sürüklediğini hissediyordu. Parçalara ayrılmış kumdan bir kale gibiydi, ruhunun her bir zerresi, dalganın savurduğu nâşinas kıyılara uğrak ederken, bergüzârları bal-güşâ eyleyip, fenâpezîrin şerbetini tatmışçasına terk etmişti. Geriye bir yığın bilmediği isimle keşfetmesini bekleyen koca bir dünya kalır iken, kendisini masal kitapların sayfalarına mürekkep dünyanın satırlarında nefes alan kahramanlardan biri gibi hissetmişti. Tek farkı, elinde sihirli bir değneği olan peri anne yerine, zihnine kazınan sorulara yenisini cömertçe bağışlayan eli bol bir yabancının olmasıydı. Araç, son hızla tekrar yol alırken kız artık arnavut taşlarıyla kaplı harabe binaların bulunduğu yerde olmadığının farkına varmıştı. Düz toprak yol, eğrimli yapısından rahat bir seyahat sunmazken, yer yer ışıldayan lambalarla insanların gürültüsüyle, ilk defa yaşadığını hissiyatı ciğerlerine doldurduğu havayı anlamlı kılarken, genç adamın o kadifemsi sesini tekrardan işitir oldu. “Cross. Caine Cross. Fakat bu uzun zaman önceydi.”  Duraksadı, sesine konan hüzünün notalarının tınısı etrafı sessizliğe boğmaya başladı, ama bu sıradan bir sessizlik değildi. Ne rüzgârın fısıltılı uğultusu, ne de çevresini kuşatan insanların dudaklarından azat olan kelamların boğuk tınılarının izlenimleri yer alıyordu. Belki birileri ansızın çıkıp gelse, ruhuna işlenen sükûnetin esaretinden kendisini kurtarabilir, yeniden yarım saat evvel arabanın başında ki şen gülüşünü adayabilirdi genç adama. Ama tüm bunlar yalnız, gözlerini kapatıp zihnini karanlığın kuşattığı hayaller dünyasındaki sanrıların oluşturduğu dünyasında işe yarayabilirdi, o sebeple; duraksamasının ardından çöken sessizlik bir müddet yerini korumuş, etrafını kuşatan insanların seslerini beyni izole ettirmeyi sürdürmüşken ruhu; kendinden bir parçayı koparırmışçasına sesinde ki tını, geride bıraktığı parçasını feramuş etmenin bîmübâlât ile yeniden esrarın kılıfına kundaklanıp çıkmıştı karşısına. “Sen bana Rhett diyebilirsin. Ne de olsa bu isimle ilk karşılaşmamız olacak.” Kız aldığı yanıtın tatminsizliğinden dudağını bükerek hafifçe somurtmuşsa da, adamın donuk mütebessimi karşısında dudaklarını aralamaya yeltenmemişti. Onun yerine elini çenesine dayarken, mavi bakışlarını ağır ilerleyen aracın penceresine yönlendirip yerin altındaki koca koloniye baktı. Evet, bir koloniydi kızın gözlerinde, nitekim adını veremediği bu yerde, her ırktan insan bir arada bulunuyor ve hepsi de bir işle meşgule oluyordu. Karınca çiftliği gibi diye düşünürken, her zamankinden durgun olan sesini duyurdu yeniden.
“Söylesene Rhett beni daha evvelden tanıyormuşsun gibi karşılamıştın. Daha doğrusu geleceğimi beklermişçesine. Hem zaman yok derken neyi kastediyorsun?” Rhett derin bir iç geçirerek ellerinin altındaki direksiyonu biraz daha sıkı kavradı. O denli çok sıkıyordu ki, parmakları kıpkırmızı kesilmeye başlamış, yer, yer damarları belli olmuştu. “Aslında bu uzun bir hikâye, ama kısaca özetlemek gerekirse bu seni ilk buluşumuz değil. Daha önceleri pek çok sefer farklı isimlerle karşımıza çıktın ve her seferinde kayboldun ama bir şekilde onları durdurmamıza yardım ettin.”
“Onlar?” Kız, tek kaşını havaya kaldırıp, meraklı gözlerle bakarken, Rhett ciddiyetinden ödün vermemişti.
“Yukarıda gezinen gölgeleri fark etmişsindir. Belki şu an sana çılgınca gelecek ama…” Çılgınca. Kız adamın terimine sadece gülümsemeyle karşılık vermişti. Doğru, kesinlikle çılgıncaydı, yolda hiç tanımadığı birinin arabasına atlayıp onlarca farklı ada sahip olduğunu öğrenerek ortadan kaybolması delilikle çay partisi yaptığına işaretse de, genç adamın bakışlarında ki sesinde ve bakışlarındaki ciddiyetle, sözlerinde samimi olduğunu düşünüp, kıkırdamasını aniden sonlandırmış, adeta masal dinleyen çocukmuşçasına dinlemişti Rhett adındaki adamın masalını. “Tüm bu karmaşa olmadan evvel onlarda tanıdıklarımız ve hatta ailelerimizdendi.” Hüzünlüydü, elemin kalbini yıkıp geçtiğini hissetse de belli etmemiş, sakinliğini koruyarak soğuk kanlılığıyla bulundukları durumu anlatmayı sürdürmüştü. “Anılarını kaybettiğine inanamıyorum açıkçası, ama hatırlarından yoksunsan bu kesin avcıların işidir. Onlar skygge adını verdiğimiz yaratıkları iş birliği yapmadan yok ederken aynı şekilde diğer insanlarında değer verdikleri hatıraları toplarlar. Kimimiz onlara avcılar derken, kimimizse anı gezginleri deriz.” İkili konuşmalarını sürdürürken , kül rengi trençkotuna sarılmış bir yabancı ağır şekilde yaklaşan aracın durmasını bekleyip cama tıklattı.
“Geç kaldınız.”


Bir sonraki bölümde Kalem Kuklası çıktı.

69 yorum:

  1. Kore Fenomeni = Lexi, Adelyta, Velius, Cilla, Yuuna, Nancy Drew aslında, o yüzden hikaye içindeki kahramanın yazması olmaz, ispikçi miyim ben ki, kurguyu bozayım :)
    Hem betimlemeler hem atarlar, gideri ben yapıcam yaa, kalemlerinize hayranım lakin kendime de acıyorum, nereye düştüm ben :( ):
    Dream akşam şoku, Riv ise gece! Uykusuz geceler, günler kovalar birbirini, kısır döngü gider de gider…
    Ayy Kalem Kuklası, canım benim kolay gelsin ki!
    Son paragraf da olmasa yani... omo omo omoo...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah aynen Fenom. Şaşkınım... ^^

      Sil
    2. amann Kore(Ade)lyta'm, Dream'in başlangıcını okuduğumda, bir an ben de nereye düştüm öyle dedim.
      sanki birisi Harry Potter'da ki Tom Ridel'ın günlüğü gibi biranda yazıların içine çekilip kendimi olayda bulmuşum gibi hissetmiştim. Zaten Dream'in o akşam şokuyla nasıl yazdm inan ben de bilmiyorum. :))
      güzel yorumun için yeniden çok teşekkür ederim Kore'm. beni her seferinde mutlu ediyorsun.
      ayrıca Kukla senin de, inanılmaz bir kurguyla sürdüreceğine şüphem yok. Hem, kalemini ilk defa okuyacağım için merak etmiyor da değilim üslubunu. ^^

      Sil
  2. Ne çabuk yazdın yahu.sen de çok başarılı devam ettirmissin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim sevdicann, beğendiğine sevindim.
      Biraz o Dream'den kaynaklı, o kadar soluksuz ve güzel yazmış ki, bir anda kendimi gecenin bir yarısı klavyenin seslerini dinlerken buldum. :)

      Sil
  3. River..river..river... susuyorum kafamda binlerce dusunce ile. Müthişsiniz...zevkle okudum. Şaşırarak okudum. Kalemine saglik. Resmen dua ettim ben cikmayim da heyecan yarıda kalmasin diye..tebrikler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy niye öyle diyorsun Kitapçı, eminim harika bir kalemin vardır ki, bizim hocamız hep böyle diyenlerden korkun derdi bak, o aklıma geldi. :))
      Senin bölümü de merakla beklemiyor değilim, diğer arkadaşlarınkiler gibi.
      Ayrıca içten düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Keyifle okuduysan ki, ne mutlu bana. :)

      Sil
  4. Aslında dayanamayıp 'sonra kim yazcak ona bak kaç Dağınık bak vaktin yok yapma bak kaybolacaksın kelimelerde' desem de cidden kayboldum uçtum gittim Riv! Nasıl güzel anlatmışsın, nasıl değişik şeylere bağlamışsın! Meraktan çatlayacağız sanırım bitene kadar :))
    Aaaah ah maşallah size yaf! Nasıl bir beyin bu! :)
    Okurken devamını bizlerin getireceğini unutup okudum...
    Etkilendim! Harikasın! Her zamanki gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamını ben de çok merak ediyorum Dağınık, hikaye ne seyirde gidecek, gelecek hadiselerin meydana getirtecekleri derken zihnimde uçsuz bir senaryo sahneleniyor, Kukla'nın kalemini merakla bekliyorum ben de veeee, tabii seninkini de. :)
      Bakalım Kukl'dan sonra olaylar nasıl bir boyut kazanacak, sonra kim çıkacak.
      Vede çok teşekkür ederim güzel düşüncelerinle içtenliğin için. :3

      Sil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay yine sildim yorumumu yanlışlıkla. Riv, gerçekten hemen yazmışsın ve çok güzel yazmışsın. İnşallah ben değilim dedim ama gerçeklerden kaçılmıyor. Senin yükselttiğin çıtayı inşallah devam ettirebiliim ^^ Kalemine sağlık :)

      Sil
    2. Niye öyle diyorsun Kukla. Bence harika bir kurgu çıkartacaksın ortaya.
      Dağınık ile Kore'nin yorumunda da belirtmiştim, bence ortaya çok hoş bir kurgu çıkartacaksın.
      Şahsen kalemini ilk defa okuyacağım için hem merak ediyorum, hemde heyecan duyuyorum biraz.
      Sonuçta herkesin kaleminin kendine has dokusu ve rengi olduğu gibi, hayal gücüde bambaşka oluyor.
      Senin de hayallerini süsleyen yazgıları okumak bence oldukça güzel olacak. Son olarak hiç önemli değil.
      Zaten bu tarz hadiselere takılsam yorumları denetlemeye açıp öyle yayınlardım ki, genelde herkes gönlünden düşeni hemen yazsın, şayet içine sinmediyse de koyduğu gibi kaldırsın fikriyatı ile yorumları denetlemeye kapattım. :)
      Ondan sorun değil ki. ^^
      Güzel sözlerin için de ayrıyetten yürekten teşekkür ederim. :)

      Sil
  6. Hikaye muhteşem bir şekilde ilerlerken itiraf etmeliyim ki anlatımınızdaki eski sözcükler zaman zaman kopmama neden oldu. Fantastik bir hikaye okurken 1940'larda hissettim kendimi. Kötü bir yorum olarak algılamayın lütfen sadece benim alışık olduğum bir tarz değil. Bakalım üçüncü bölüm nasıl gelecek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aksini düşünmedim Her Şeyden; zira sonuçta herkesin düşünceleri farklı olduğu gibi, bu kalemimize de konuyor. Ben genelde sıklıkla gündelik hayatımda da eski Türkçe'yi kullandığımdan bazen istemsiz olarak yazılarıma da işliyor. Sonuçta insan neye aşina oluyorsa, bir müddetin ardından penceresinde yer ediniyor. Açıkçası biraz tereddütle kaleme almıştım nitekim, genelde gününüzde fazla kullanılmayan sözcükleri sık kullandığımdan elimden geldiğince hikayenin dokusu bozulmasın diye sade yazmaya çalışmıştım. Ama galiba bazı yerlerde senin de dediğin gibi, olayları koparmışım. Samimiyetine teşekkür ederim. :)

      Sil
    2. Rica ederim :) ve gerçekten samimiyetime güvendiğiniz için de ayrıca teşekkürler. tekrardan ellerinize ve hayal gücünüze sağlık.

      Sil
  7. Rivcim tam da beklediğim gibi bir bölüm olmuş yine muhteşem yazmışsın. Senin yazı dilini Nazan Bekiroğlu'na benzetiyorum ben, okumak için şöyle hazırlanıp salim kafa gerekiyor ve böyle okuyunca da acayip zevk alıyor insan. Kızımızın nerelere gideceğini çok merak ediyordum acaba fantastik mi olacak yoksa gerçeğe mi kayacak diye az çok tahmin ettiğim oldu :) Bakalım nasıl devam edecek Kalem Kuklası ona da kolay gelsin diyorum. İyi ki böyle bir etkinlik yapmışız :))) Korecim, Dağnık'ım size de kolay gelsin :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Dream, benimki de bitmek üzere :)

      Sil
    2. öhh, bir dakika şu yorumu birkaç defa okuyacağım çünkü Nazan Bekiroğlu ile ucundan bile olsa benzeşmek hakikatten rüya gibi ve çok güzel. gerçi seninin de yorumların insanı o hayallere sürüklüyor ya dream, rüyada hissiyatı aşılayıp mutlu ettiriyorsun. :)
      Kukla'da bitirmek üzere olduğunu beyan etmiş, birazdan büyük ihtimal gece bekçisi gibi blog gezintisine başlarım.
      daha da olmadı yarın saati kurup erken kalkarım. biraz 'birinç' deyip ilk sırayı kapmaya çalışan kişilere döndüm ama ne yapayım kukla, feci merak ettim. bu arada kolay gelsin sana da. (bitirdin mi bitirmedin mi şu an henüz bakmadım. birazdan göz atacağım zira. ama yine de söylemek istedim) ^^

      Sil
    3. Bitirdim Rivcim. Şimdi yayınladım :)

      Sil
    4. Ben kesinlikle ona benzetiyorum senin yazılarını çok severim Nazan Bekiroğlu'nu da :))) Merakla bekliyoruzzz.

      Sil
  8. Riv, ne kadar da hızlı ve güzel yazmışsın! :) Sayfada ikinci bölümü görünce şaşırdım bir an :D Dream'in de senin de betimlemeleriniz harika, insan hikayenin içine düşüyor :)) Yeni karakterimizi de merak ediyorum, şimdiden Kalem Kuklası'na kolay gelsin, beklemedeyiz :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Kağıt Salıncak. İnşallah kolay gelir :)

      Sil
    2. Beğendiğine çok ama çok sevindim salıncak, güzel sözlerin için teşekkür ederim. Bir nebze de olsa o hissiyatı tattırabilmiş isem şayet ne mutlu bana. ^^

      Sil
    3. :) Ben de teşekkür etmek istedim yeniden :) Sana da kolay gelsin.

      Sil
  9. Ya şu çıtayı çok yükseltmeyin bu hikayeler yarın yayımlanacak gibi olmuş
    Tebriklerr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahaha öyle bir zorunluluk yok neşeli, rahat ol sen. ^^
      sadece benim tezcanlılığım ki; normalde tezcanlı biri değilim oysa.
      velakin dream ne yaptıysa artık, hikayeyi okuduğum gibi etkisinden çıkmayıp, kendimi word'ü karalarken buldum o an. :)

      Sil
  10. ha haaaa ben ilk bölümü bir kara film gibi görmüştüm. milla jovovich diye düşünüyodum kahramanı. karanlık bişiler olacak. dark polisiye gibi. ama oryantal dark polisiye oldu. distopik fantazyamsı bişiye geçti. ha haaa riv senin hayal gücünün kaynakları neler acaba ha haaa :) oryantal dilde batı disopyası allah seni. ama çok heycanlı. çok bi twist oldu öyküde daha ikinci bölümde olay iyice karardı gizem var çok gizem. metal simyacı bile çözemez ha haaa :) çok güzel ama. dreamriver collaboration :) bellisiimooo fantastikoooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çözsün ama edward ama. :))
      adam simyacı değil mi, finalinde çelik gibi kalp diyordu. o kalp boşuna mı var, taksın dişine dinlesin gönlünü, çözsün gizemi. :) hım... hımm... öyle mi olmuş? bak sevindim ama şimdi biliyor musun. gerçekten çok mutlu oldum. tabii mimdeki gibi kıyametin son gününü anımsatan distopik kısmı hariç. sanırım fazla karamsarım. neyse arkadaşlar mutlu sona ulaştırır, ışığı buldururlar. :) ve sana daha ne diyeyim ki deep, koskocaman teşekkür ederim. :)

      Sil
  11. Çok hızlı gidiyorsunuz maşallah :)
    Bu bölüm de çok güzel :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bakalım kukla neler yapacak. :)
      çok teşekkür ederim Şenay, gözlerine, yüreğine sağlık.

      Sil
  12. River çok güzel yazmışsın .
    Harika olmuş Dreamin akşam şokunu atlatamamışken sen bir de gece soku atlattın bana
    Çok güzel bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sende bu güzel yorumunla bana bir gece şoku atlattın esra. :)
      teşekkür ederim ki, bu sevimli ama bir o kadar da samimi sözlerin için.

      Sil
  13. Pardon, ben istifa etmek istiyorum, o listeden cikmak istiyorum, vazgectim. Böyle bir sansim var mi? Avukaaat, memur beeeeyyy, imdaaat!

    Yav siz ..siz...umcmussunuz siz! El insaf yahu.

    Hayir hata bende. Salak kafa, sen iki lafi anca bir araya getirebilen, kakara kikiri blog yazilari yazan bir Alamancisin. Hikaye yazmak senin neyine?! Herkesi kendin gibi mi sandin?

    Aslinda ben dream bu isten bahsettiginde "harika bir fikirmis..ama ben yapabilir miyim ki?" diye ufak bir yorum yazmistim sadece. Birden kendimi o listede buldum. Dream yapti, benim bir sucum yok. Eeep ooondan ötürü!:)

    Rica ediyorum, yalvariyorum beni en azindan sonuncu yapin. Benden sonra kimse hikayeyi toparlayamaz cünkü, sonra demedi demeyin bak:)

    Kalemin bats....ay sey dicektim..kalemine saglik River. Bir harika olmus:)

    (*homur*)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ama etme ki, senden evvel ilk ben ederim EQ sakın öyle düşünmeyesin.
      nasıl edersin benden evvel Riv dersen, bilemiyorum, telepat bulurum, Harry Potter'daki kehanetçilerden birini tutarım EQ istifa etmeyi düşündüğü an haberdar edin derim ama bir yolunu bulurum. öyle düşünmeyesin, çünkü herkesin birbirinden farklı ama bir o denli de uçsuz düşünceleri vardır, bazen kelimeler konmasa da satırlara yinede fikriyatlar zihnindeki tiyatrosunu sürdürmeye devam eder. önemli olan bu değil mi zaten? düşlemek. düşlediğin vakit emin ol ki konar o satırlar. sen olmadı desen de, nitekim her bir satırı senin yüreğini süsleyen hayallerinden gelmedir. :)

      bu arada bak teşekkür etmeyi unuttum böylesine yüzüme mütebessimi kondurmuş bir yoruma. çok teşekkür ederim EQ. bence dream iyiki katmış seni. :)

      Sil
    2. Aahhaah :D
      EQ okurken dedim ki "ahan da benim hislerim :D"

      Gel kalemleriyle ilgilenelim bu gençlerin ;)))

      Biz de daha basit daha komik yazarız ne olacak :) Onlar düşünsün bence :D

      Sil
    3. Pardon, daha simdi gördüm yazdiklarini daginik anne. Coook tesekkür ederim anlayisin ve destegin icin:) Evet evet, onlar düsünsün:))


      River, cok tesekkürler böyle düsündügün icin:)

      Sil
    4. Ne demek Ayşecim birbirimize destek olmazsak nasıl çıkcaz bu hikayenin altından ;D
      Sırada da ne yazarsak yazalım 'wuuu muhteşem, gözümü alamadım vs' tarzı yorum şartı var :D sonra bitcek inş bakalım :)

      Sil
  14. Bölümlerin böyle peşpeşe gelmesini beklemiyordum açıkçası, şaşırdım. İlk hikayenin ilk satırlarını okurken 'şahıs içmiş sokağın ortasında kendine gelmeye çalışıyor' diye düşünmüştüm... Şimdi ise hikayenin kahramanını süper güçleri olan biri olarak canlandırmaya başladım. Kalem Kuklası hemen yazmasın, bir iki gün beklesin, biz de biraz hayal kuralım diyorum:)
    Kaleminizle ilk kez tanıştım. Hikayeyi temkinli devam ettirip son kısımda birden bire açılmışsınız hissi uyandı bende. Bu bir tespit, şikayet değil. Bir bölümde de yoğun olarak eski kelimelerle karşılaştım, sözlüğe baksam mı dedim kendi kendime. Okumamın sürükleyiciliği aksamasın diye ikinci okumama bıraktım anlamını merak ettiğim sözcükleri... Bu kadar çabuk ve güzel bir hikaye yazdığınız için teşekkür ediyorum. Çoklu isme sahip kahramanımızın nereye geç kaldığını çok merak ettim, bakalım Kalem Kuklası bizi nerelere sürükleyecek? Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende hemen yazayım diye düşünmüştüm ama yarın yayınlayayım o zaman (:

      Sil
    2. Süpersiniz! Yarın olsun madem :)

      Sil
    3. inanır mısın biri çıkıpta söyleyecek mi diye merakla bekliyordum Zülal, samimiyim.
      çünkü o sonların baş kısmlara nazaran tıpkı başta damla, damla akıtan bir çeşmenin bir anda açılmış gibi nihayete ulaştığının farkındaydım. hatta kore'ye o gece yazarken; "üç sayfa sürdürdüm. insanlar bıkmasın" demiştim. normalde, yazdığım hikâyeyi eski türkçe ağırlıklı kullanırım, bunu sade yazmaya çalışmışsam da, son kısımların da kendimi dizginleyemedim, zira insan alışkanlıklarından zor sıyrılıyor. :)
      ortaya çıkan bu melezimsi yazı, iyi mi oldu, yoksa kötü mü inan ki bilemeyeceğim. öte yandan ise, senin tüm bunlara dikkat edip düşüncelerine perde çekmemen beni çok mutlu etti, tüm sahihliğin ve samimiyetine teşekkür ederim. sağolasın. :)

      veee kukla; ilkten üsteki yorumları okudum.
      acaba bu gece mi koyacak dedim. koyarsa da gece yetişemez isem sabaha ilk yorumu kapabilir miyim ki? diye düşünmeye başlamıştım bir anlığına. gelecek bölümü keyif ve büyük bir merak içinde okuyacağıma şüphem yok. ^^

      Sil
  15. Bu kadar hızlı ve yaratıcı olmayı nasıl başarıyorsunuz hiç anlamıyorum :) İlk bölüm gibi sürükleyici olan bu bölüm, edebi romanları anımsattı biraz bana. Yabancı olduğum kelimeler nedeniyle bazı paragrafları tekrar tekrar okumak durumunda kalsam da hikayenin akışı sıkılmadan devam etmemi sağladı. Bakalım devamında neler olacak? Yüreğine, kalemine sağlık River..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. derler ki; başlangıçlar önemlidir. dream'de bu yönde güzel bir yön çizmişti.
      her şeyin başı dream Elif. :)) sıkılmadan okumana sevindim, biraz tereddütle yazdığımı arkadaşa da söylemiştim üstteki yanıtta. o yönden gönlüm rahat. umarım geri kalan okuyan arkadaşlarda sıkılmazlar. senin adına çok mutlu oldum bu yönden, beğendine sevindim. kibar düşüncelerin için senin de yüreğine sağlık, teşekkür ederim. :)
      üçüncü bölüme gelirsem; kalem kuklası bugün yazmış. dilersen bakarsın.
      bölümleri zaten ilerledikçe aşağıya link olarak vermeye devam edeceğim, diğer arkadaşlar gibi. ^^

      Sil
    2. Haber verdiğin için teşekkür ederim Riv :) Ben üstteki yorumları okurken yarın yayınlayacak diye anlamıştım. Bakıyorum hemen^^

      Sil
  16. Bu bölümde aynı hızla devam etti.Kitap fantastik bir alana kaymaya başladı ve bizim işimiz zorlaştı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada bu bölümde gayet başarılı olmuş;)

      Sil
    2. belki başından beri fantastik değildir, tüm bunlar sanrıdır, belki bir hastalıktır, belki de uçuk bir ütopyadır. belli mi olur? ne yöne çekersen o tarafa ilerler. :) göreceğiz bakalım kitap cumhuriyetim. kalem kuklasınınkini okudum bugün, gelecek bölümü de merak etmiyor değilim hikaye hangi kapıda sonlanacak diye.
      ayrıyetten; görüşün için teşekkür ederim. :)

      Sil
  17. çok güzel olmuş bu ikinci bölümde yüreğinize emeklerinize sağlık şimdi hemen üçüncü bölüme gidiyorum merek ettim şimdi ne olacak devamı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim sessiz. :)
      ben de birazdan üçüncü bölüme geçiş yapacağım, ama senin bölüm ile ilgili fikriyatını merak ettiğim için.
      nitekim; 22 blogger 1 hikaye. hepimiz bir yürütüyoruz bu işi. bu nedenle tek kendi bölümüme yapılan görüşleri değil, diğer arkadaşların bölümlerine yapılanlarıda merak ederim. ^^

      Sil
  18. Çok bayıldım. Supernatural gibi bi son hissettim. Heyecanlandım ama bi sonraki bölum fantastik kurgudan çıkmış ama kim bilir belki geri döner. Etkinliğin güzel kısmı da bu değil mi? Neler olacağını asla tahmin edemiyoruz. Kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o seriye az bayılmazdı! beşinci sezon efsaneydi! altıncı sezonda o hamburger tutkunu melek gitmişti egosu havada biri gelmişti, biraz atarlanmadım değil hani. yedi desem bir tuhaftı, resmen adamlar çamaşır suyu ile yaratık avlamaya başladı. öh, demiştim ki, felicia day (chalie) 'nin gelişiyle bir süre daha diziye devam etmiştim. sornadna tek felicia day'li bölümleri seyreder olmuştum. o kadına da bayılıyorum. en son buffy the vampire slayer'da rol almıştı seneler evvel. tabii bir de filmde oynamıştı. yeniden görmek güzeldi de;... supernatural deyince benim çeneme vurdu. ama güzel seriydi şimdi. kitaplarına da bayılmıştım. (altı hariç. zira dean karakterinde bir ciddilik hakimdi.) supernatural'ı anımsatması amacıyla yazmamıştım ama böyle bir yorum da göreceğimi tahmin etmezdim doğrusu, yanlış anlama Hayal, çok sevindim. teşekkürler. ^^

      Sil
    2. Yok canım ne demek :) trençkot ve avcı kelimelerini görünce algıda seçicilik olsa gerek direk aklıma geldi. Ben de çok bayılıyorum. Kitaplar bittiği için 5. Sezondan sonrası sekteye uğradı. Leviathanlarla iyice dibe vurdu ama 9 ve 10da yine toparladı. Felicia Day'e ben de bayılıyorum. Oynadığı filmi de gördüm ama dublaj olduğu için izleyemedim. Dublaj sevmiyorum. Tespitlerin cok doğru. Sevgiler :)

      Sil
  19. Ve tahminimde yanılmadım.. River çıtayı Everest'e çıkardın *-* Tam senden beklenilen bir yazı olmuş, kelimleri yine ahenkle dans ettirmişsin :') Bi an keşke tüm hikayeyi River yazsa diye düşündüm ^v^ Senden umarım hep böyle şeyler okuruz *-*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sen bilir nereye taşıyacaksın Atlantisli? kesin doctor'un TARDIS'i ile birlikte uzayda yıldızların konumunda görürüz artık. hii. ben yazsaydım inan ki bir süre sonra sıkılırdın, öyle tahmin ediyorum. nedense dönüp yazdıklarımı okuyunca öyle bir his çöküyor. :3 öte yandan; kuklada hiç tahmin edemeyeceğim bir noktaya getirmiş ki, hayli de keyifli. galiba başka, başka kimseler devam ettirince olayın devamını tahmin etmek daha da güçleştiğinden, hamur gibi şekilde şekile giriyor. ama bu güzel bir şey. hem herkesin üslubunu, düşüncesini görüp okumuş oluyorum bu etkinlikte. ve seninkini de haylice merak ediyorum. samimi sözlerin ve güzel düşüncelerin için, çok ama çok teşekkür ederim Atlantisli, sevindirdin beni. ^^

      Sil
  20. ilk bölümü beğenmiştim ikinci bölüm de çok iyi, kutlarım..
    yazı diline, anlatımına ve betimlemelerine hayran kaldım...:)
    anı gezginleri hımmm bakalım neler olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim mavi.
      senin gibi kalemi kuvvetli birisinden bunları işitmek inan ki çok güzel. :)
      beğendiğine çok mutlu oldum. okuyan gözlerine sağlık. ^^

      Sil
  21. Beğendim, çok beğendim hem de :)) Her yazan kişiyle karakterler şekilleniyor ya nasıl hoşuma gidiyor :)) Çok güzel olacak hikaye bittiğinde bence :)
    Bir sorum var bu arada: Avcılar(ya da anı gezginleri), skygeleri yok ediyor, insanların da değerli anılarını çalıyorlar yanlış anlamamışım değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğru. bu sebeple kimisi avcıların gerçek amacını kestiremiyor. iyi yada kötü olduklarını söylemek zor. ama avcılar / gezginler, bunu skygeleri ortan kaldırmak için kullanıyorlar, zira diğerlerinden farklı hatırlar arasında yolculuk ettikleri gibi sahip oldukları anıların bulunduğu ana da gitme potansiyelleri var. kimileri bunu söylenti dese de, kimileri ise geçmişte değişen hadiselerden olan sebeplerden onlara "anı gezgini" demeye başlamış. tabii kafalarınca hatırları çalmıyorlar, (bu yalnız dıştan bakan birine göre öyle geliyor) skyge ile bağlantılı kişilerin anılarını kullanıyorlar. tabii Zülal'in dediği gibi son kısımları aceleye getirip bir anda bitirmeseydim bu şekilde bir açıklama yaparak hikayeyi biraz daha devam ettirecektim. ama eminim benden sonra yazan arkadaşlar olayı kendilerine göre daha farklı bir yolla şekillendirecekler. ^^

      Sil
  22. Bu etkinliğin güzel yanı herkes kendi kaleminden kendi yazma şekli yani kısaca kendi "tarz" ında yazıyor.
    Bu bölüm o güzel eski Türkçemiz le yazılmış, anlamadığım kelimeler vardı araştırmama vesile oldunuz. Sizin yazınızdan sonra kendim için Birazcık korkmadım değil :-) ama tebrik ediyorum muazzam Lügat :-D keşke bende böyle cümleler kurabilsem :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bak ne kadar güzel demişsin kendi kalemi, kendi düşünceleriyle 'tarzı' diyerek.
      o nedenle hiç korkma derim Şym. çünkü burada herkes birebir bir kitabın sayfalarının bütünlüğünü oluşturup benzer üslup çerçevesinde yazmaya çalışmıyor, hikayeyi kendi kaleminin mürekkebinin dokusuyla şekillendiiryor. eminim ki, sen de güzel bir açı yakalayacaksın. şahsen başlarken şöyle düşünmüştüm, evet benden katçana güzel yazanlar var (ve hâlâ böyle düşünüyorum), birde ikinci sıradayım. Dream müthiş bir başlangıç yapmış, şimdi kesin katledeceğim. hikâyenin başlangıcını kız öyle bir başlamış ki acaba hangi yöne çeksem, fantastik sevenler var mıdır, yoksa duygusal yazanlar mı çoktur diye içimde bir tedirginlik meydana gelse de, yazarken hepsini bir kenara koyup düşünmeye çalışarak içimden geldiği gibi karalamıştım. sen de sıra sana gelince içinden nasıl geliyorsa öyle konuştur satırlarını. :)
      bu arada; güzel sözlerinle düşüncelerin için çok teşekkür ederim. mutlu ettin beni.

      Sil
    2. Çok çok sağol desteğin için, çok motive ettin beni :)))
      heycanla sıramı bekliyorumm

      Sil
  23. etkinliğin sıkı takipçisiyim. sevgili river kalemine sağlık. betimlemelerine bayıldım. kendimi usta bir kalemden çıkan romanın satırlarında buldum. yalnız şunu söylemem gerek, betimlemeler çok şık. bazı cümleler hiç tanıdık gelmiyor bu çok iyi bir şey. ama bazen çok uzuyor ve olaydan kopup başka yerde buluyorum kendimi. en azından ben böyle hissettim. emeğine, hayal gücüne sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşün ve düşüncelerin için çok teşekkür ederim Günce.
      Mükemmel yazmadığımı ben de biliyorum ve sayende eksiklerimi gidermeye çalışacağım.
      Aslında bu tarz yorumlar hoşuma gidiyor, çünkü başkasının gözünde kendi göremedikerimi fark ediyorum, sağolasın. ^^

      Sil
  24. etkinliğin sıkı takipçisiyim. sevgili river kalemine sağlık. betimlemelerine bayıldım. kendimi usta bir kalemden çıkan romanın satırlarında buldum. yalnız şunu söylemem gerek, betimlemeler çok şık. bazı cümleler hiç tanıdık gelmiyor bu çok iyi bir şey. ama bazen çok uzuyor ve olaydan kopup başka yerde buluyorum kendimi. en azından ben böyle hissettim. emeğine, hayal gücüne sağlık...

    YanıtlaSil
  25. Sınav zamanı olduğundan anca okudum ama bayıldım ama sevdiğimden çok korkudan bayıldım ben ne ettim kendime korkuyorum devamını okumaya kendimi yazarların içine düşmüş gibi hissettim.Ellerine sağlık ama çıta benimle birden -10. Seviyeye düşecek şimdiden haber vereyim de ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niçin öyle diyorsun HanHan, hem de daha yazmaya başlamamışken? bence sen on tık üste çıkartırsın, bak bunda gönülden diyorum. vede, ince sözlerin için teşekkür ederim, okuyan gözlerine, düşüncelerine sağlık. :)

      Sil
  26. vayy , ilk bölüm çok iyiydi , nasıl devam edeceğini tahmin etmek kolay değildi ama buraya ilerleyeceğini tahmin etmem imkansızdı , kutlarım yine iyi bir bölüm , emeğinize , kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  27. Hello I'am Chris !
    I suggest you to publicize your blog by registering on the "directory international blogspot"
    The "directory" is 30 million visits, 199 Country in the World! and more than 22,000 blogs. Come join us, registration is free, we only ask that you follow our blog
    You Have A Wonderful Blog Which I Consider To Be Registered In International Blog Dictionary. You Will Represent Your Country
    Please Visit The Following Link And Comment Your Blog Name
    Blog Url
    Location Of Your Country Operating In Comment Session Which Will Be Added In Your Country List
    On the right side, in the "green list", you will find all the countries and if you click them, you will find the names of blogs from that Country.
    Imperative to follow our blog to validate your registration.Thank you for your understanding
    http://world-directory-sweetmelody.blogspot.com/
    Happy Blogging
    i followed your blog, please follow back
    Best Regards
    Chris
    ++++++++++++++

    Merhaba bi'şey Chris!
    Sana "dizini uluslararası blogspot" üzerine kayıt yaparak blogunuzu duyurmak için önermek
    "Dizin" Dünyada 30 milyon ziyaret, 199 Ülke olduğunu! ve 22.000'i aşkın bloglar. bize katılın, kayıt ücretsizdir, biz sadece bizim blogu takip rica
    Ben Uluslararası blog Sözlüğü Kayıtlı Olmak düşünün A Wonderful bloga sahip. Sizin ülkemizi temsil edecek
    Aşağıdaki bağlantıyı ziyaret Ve Blogunuzu İsim Comment Lütfen
    Blog URL
    Sizin Ülke Listesine eklenecektir Yorum Oturum Faaliyet Gösteren ülkenizin Yer
    Sağ tarafta, "yeşil liste", tüm ülkeleri bulacak ve bunları tıklarsanız, o Ülke bloglar isimlerini bulacaksınız.
    Anlayışınız için registration.Thank sizi doğrulamak için bizim blog takip Emir
    http://world-directory-sweetmelody.blogspot.com/
    mutlu Bloglama
    Ben blogunuzu takip geri takip edin
    Saygılarımla
    Chris
    ++++++++++++++

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz