Ana Sayfa Kalemimden Animeler Kitaplar Mangalar Filmler Diziler Mimler

6 Haziran 2016 Pazartesi

Manga: Servamp & Handa-kun

Sıkı bir manga okuyucusu değilimdir, en azından "aa yeni seri" diyerek Geranomi nidalarıyla seri, seri koşturmam, normalde sevdiğim sayılı Mangaka'nın yapımı hariç, animesini beğendiğim yapımlarınkileri okurum.  Fakat bu yıl hiç olmadığım kadar kendimi mangalara kaptırdım. Geçenlerde iki günde Berserk'e başlayıp, günceli yakalamam şöyle bir yana dursun (şaka gibi geliyor hâlâ iki günde Berserk'in günceline gelmem. Yalnız seriyi Claymore gibi sona sakladığıma da sevindim. Zira bayağı bir hoşuma gitti, elbet bunun hakkında daha sonra çene çalmayı hedefliyorum.) ilk defa sevdiğim bir Mangaka yahut "bu anime nasıl bitecek" düşüncesi mangalarla harici haşir neşir oluyorum. Buralarda olamadığım zamanlar kurs ve dersler harici bolcana kitap ve mangalarla haşir neşir olmuştum. Gelelim Servamp'a.

Servamp:
Mangaka: Strike Tanaka


1 Haziran 2016 Çarşamba

Kayıp Günler...



"Nihayet yeterince zaman var."
Gerçekten güzel bir söz öyle değil mi? 
Şu an ki sevincimi galiba pek kelimelerle ifade edemeyeceğim, ama uzun zamandır yapmak isteyip bir türlü yapamadıklarımı nihayetinde ufaktan da olsa başladığım için mutluyum. Dahası koca bir ayın sonunda tekrar buraya gelip bu kez; "beş dakika bakıp hemen çıkayım" havasında bir çift lafız kondurmadan kaçmak yerine "acaba ne yazsam, nasıl başlasam" diyerek uzun uzunduya düşünmenin vermiş olduğu hazzı sanırım mutluyum demek yerine anlatamayacağım. 

Uzun bir zamanın ardından merhaba. 
Um; evet. Bence zamandan sonraki en sıcak kelimelerden birisi de merhaba olmalı... Tabii bu konumun dışında. Sahi; bir konumun olup olmadığına dair en ufak bir fikriyatımın olduğunu söyleyemeyeceğim keza bu sayfayı buraya konduramadığım kayıp günlerle doldurmak istiyorum. Geçtiğim koca ayın benim için hem üzücü hem de sevindirici yanları oldu. Kısaca her tonuyla dopdolu geçti diyebilirim Mayıs ayı. Bunlardan birisi tıpkı küçüklüğümde yaptığımız gibi kardeşimle beraber doğum günlerimizi aynı gün kutlamamız olmuştu. Ufakken gelen hediyelerden mütevellit ufak bir kıskançlığımız olduğundan, doğum günlerimiz birkaç hafta ara ile olsa da, bir kutlar, gelen kişiler her ikimizin doğum gününde de ikimize de hediye alırdı. Bu bana açıkçası o zamanlar Alice'in Harikalar Diyarında ki "Doğmama Günlerini" anımsatırdı. Sevdiğim bir çizgifilm ve çocukken keyif alarak okuduğum bir kitapta olduğundan doğum günüm olmayan günlerde pastada ki mumları üfleyip, hediye almak hoşuma giderdi. Elbette bu sefer çocukluk mızmızlığından kutlamadık, aksine gelecek doğum günümün Ramazan ayına denk gelmesinden ve normalde tüm gün içerisinde gurme misali gelen pastaları tadamayacağımdan oldu. Ve açıkçası çokta eğlendim. 

Bir diğeri ise pek bahsetmek istemediğim bir hadiseydi ki; bu konuyu şu an bile es geçmek istiyorum. Zira, bazen hislerimi tam manasıyla yazıya dökmekte zorlanıyorum. Bu yönden zaman benim için gerçek anlamda donmuş gibi hissediyorum. Um; şey bu arada bir aksilik çıkmazsa eğer ki; bu yıl içerisinde ehliyet serüvenime atılacağım. Üçüncü defa olacağından bu yönden hem kendimi ehliyet almak isteyip, bir türlü alamayan Sponge Bob misali hissettiğimi diyebilirim. Umarım sizin günleriniz çok daha keyifli ve tebessümlü geçmiştir şu vakte dek. 

 Vaktin olması cidden güzel bir şey.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz