İyi, kötü ve çirkin... Tüm saçmalıkların adına merhaba.
Ah, kabul biraz westernvari bir selam oldu, ama hakikatten kovboy filmlerini seviyorum. Bu bir yana, bu vakte kadar blogumda yaşantıma yansıma tutan izlenimlere fazla yer verdiğimi anımsamıyorum, en azından kimi bloggerların yaptıkları gibi, fotoğraflarla süsleyip, geçmiş günlerin döküntülerinin bulunduğu yazgılara baktığımda "aa, evet bugün öyleydi" dediğimi pek hatırlamam. Bu biraz yapacak cesareti bulamamdan kaynaklı bir durum aslına bakarsanız. Kim bilir, ileride bir gün o cesareti belki de bulurum, yahut şu yazı o cesarete atılmış bir adım olur çıkar. Yukarıda gördüğünüz iki tipsiz, evde kimseler olmadığında bazen yemek yediğim an, yemeğime dadanan, kimi vakitler bilgisayar başına oturduğumda monitörün üzerine konarak tipi tip biçimde aşağıya bakış atarak ne yaptığıma bakan gönlümün acayip ikilisi, üşengeç Pamuk ile hiperaktif Boncuk. Elbet bu saydıklarımı tek Boncuk, yani sarışın yapıyor, diğeri ise... Galiba Pamuk hakkında diyecek fazla sözüm yok. Şu fotoğrafı koymamda ki gaye, bundan birkaç hafta evvel Boncuğun kötü bir şekilde hasta olması ve o zamanlar, ölecek diye oldukça üzülüp neredeyse her gün veterinere götürmem ki; oysa adam ilacını da vermiş ve ne yapmam gerektiğini de açıkça söylemişti. Lâkin bendeniz hafif paranoyak insan, telaş yaptığımdan buna engel olamamıştım. Neyse ki şu an iyi, ve az evvel yediğim tosta dadanması bir yana sağa sola uçup annemin dantellerinin üzerine konarak evin içinde "Boncuk o dantelleri yeni yıkadım, sakın pisleteyim deme!" nidalarının söylenmesine vesile oluyor. Bu durumda beni tuhaf biçimde mutlu ediyor. Sadece şu an bulunduğum an hoşuma gittiğinden bu paragrafı yazma gereksimi duydum.