Ana Sayfa Kalemimden Animeler Kitaplar Mangalar Filmler Diziler Mimler

1 Aralık 2016 Perşembe

The Guild


Geldi, geçti koca Kasım.
Sessizce, sürükledi peşinde zamanı...

Saat; 15:55
Heyo! Pek neşeli olan ruh hali içerisinde olan kopuk bir selamla, birazdan kursuna gitmesi gereken ama nedense çok vakti olmamasına rağmen kendisini Wonderwoman sandığından biran evvel kurs alanına ışınlanacağını düşünen Riv'den merhabalar! (Umarım başarırım)

Saat; 20:48
Derken başaramadı... Dört buçukta kursa varması ve yarım saatlik yolunun olduğu aklına gelmesiyle yıldırım hızıyla evden ayrıldı. 

Tabii artık, ne asma kilidi, ne de anahtarı kalsa da.
(artık zamanında içindekileri almak için ne gibi yöntemler uyguladıysam.) 
Açıkçası bu yazıyı dün yazmayı düşünüyordum, geçen saat dilimine baktığımda ilk tepkim "Jedi'ler adına, Kasım'ın bitmesine yedi dakika kalmış. Acaba yazı yazsam yetiştirir miyim?" diye sınav kağıdını teslim etmeye çabalayan öğrenciler gibi telaşa kapılmam ve son yedi dakikayı ise takip ettiğim diğer blogger arkadaşların yazılarını okuyup, müzik dinleyerek geçirmem olmuştu. Bu kötü bir tercih değildi, eğlendiğim için pişman olmadım neden yazmadım diye. Berbat bir sınav kağıdı vermektense eğlenceli bir şeyler yapıp, son yedi dakikayı kağıdı boş laflarla doldurmak yerine, kafamda ki düşüncelerle geçirmeyi tercih ederim. Şimdi dikkat ettim de, öğlen de aynı durumu yaşamışım, son beş dakikaya tüm zamanımı adamışım. Galiba son zamanlarda sorunum bu, zamanı verimli kullanmamak yahut saatlerin geri alınmamasıyla her şeye 'şayet geri alınsaydı, elimde bir saat daha fazla vaktim olurdu' düşüncesini atamak. Bunun için son günlerde Roromiya benim kendisine değişimle Miya-san'ın challenge'larına kapıldım. İşin aslı, tam challenge'da sayılmaz fakat aklımda olanların sadece birer düşünceden ibaret askıda kalması yahut atıldığım işin yarım kalması hoşuma gitmediğinden, birkaç hafta evvel atılacak eski eşyalarımı ayırırken çocukluğumdan kalma ufak bir kumbara bulmamla, (şu asma kilitli ve ufak anahtarı bulunanlardan.)  atmaktansa içine yapmak istediklerimi ufak kağıtlara yazıp attım. Bunlardan kimileri oldukça uzun zamanımı alacakken planlarken, kimileri ise oldukça uçuk ve mantıksızdı. (DC  sayfalarından fırlama hayaller desem fikir yürütebilirsiniz) Yine de yazarken eğlendim şahsen. Bu ay sonuna, yani yeni yıla kadar yapmayı amaçladıklarımı yapıp, o kumbarayı boşaltmayı amaçlıyorum. Bunlardan bir tanesi bloggerda tekrardan aktif olarak, son zamanlarda alışkanlık edindiğim gece yarısı oyunlarını bırakmaktı. Böylece kendime daha fazla zaman ve düzenli uyku elde edebileceğim kanısındayım. -umarım



Başlıktaki the guild'e değinirsem, az, çok MMORPG'le haşir neşir olmuş olan varsa az çok bir locaya katılmış online oyun olduğunu tahmin edebilir. Son birkaç haftadır online oyunlara yeniden başlamış bulunmaktayım. Aslında benim zaafımın olduğu söylenebilinir, ne ara canım sıkılsa veya yapacak iş olduğu halde nereden başlayacağımı bulamasam kendimi oyunlara kaptırmış vaziyette bulmamla sabahleyin güneşi karşılamam bir oluyor. Lâkin son iki gündür (yani kumbara sistemimle) online oyundan ziyade, kitaplara daha fazla sardım, biraz altında yatan nedenin gidemediğim TÜYAP'ın da etkisinin katkısıyla. Kitap serüvenimin bu şekilde devam etmesini istesem de, geçen gece saat beşe kadar oyun oynadığım hesaba katılırsa, biraz zor arka plana atacak gibiyim... Dilerim olmaz, çünkü gerçekten arka planda kalmasını arzuluyorum. 
Bu arada Şule'ye teşekkür ederim. TÜYAP'a gidemedim fakat bir nevi sayesinde kendi TÜYAP'ımı kurdum. İnternetten alışveriş konusunda oldukça çekimser olduğumdan sadece fuar ve benzeri etkinliklerde toplu alışveriş yapabiliyordum, bu sene bir ilk yapıp, internetten alışveriş yaptım. Bir ara kendisine internetten alıveriş hakkında sormuştum. Oldukça faydası oldu. Gönül rahatlığı ve güvenle alışverişimi yaptım. ^^

Ve de hayır, arkada ki kitapların alışverişimle hiçbir alakası yok. Sadece Büyücü Loncası'nın var.
+ Ayraç aklıma seni getirdi Totoro'm (Karga ve Kız)
Bu sahneyi görmek istiyorum!
(ronald, ne çektin be cancağızım)
Birkaç ay öncesi Zeynep'in blogunda kitap ile ilgili bir yazı görünce ilgimi çekmiş ve listeme eklediğim kitaplardan bir tanesi olmuştu Kara Büyücü üçlemesi. Kitap hakkında; şu an beklentilerimi karşıladığını söyleyebilirim. Bitirince kısada olsa bir yazı yazmak istiyorum, nitekim oldukça beğendim. Kitabın üstünde ki mangaya gelecek olursam, oldukça sevdiğim bir seri olan Kuroshitsuji, yani Kara Kahya serisi. Geçtiğimiz aylarda iki yılın ardından serinin Luxury Liner arc'ın filme uyarlayacağı haberini öğrenmemle, birinci kitaptan başlayarak en baştan okumak istedim. 
Hah; bu arada belki seriyi sevenler olur, onun da havadisini araya sıkıştırayım. 21 Ocak 2017 olarak, yayım tarihi belli oldu. Doğrusu Book of Murder'ın filminden bu yana bu filme fazla beklentim olmasa da sevinmedim değil. Derler ya, beş dakikalık fragman tadında bile olsa bakılır diye, bu seriye bakış açım öyle işte. Yine de insan şayet 12 bölümlük anime olarak yayınlasalardı Circus arc'da olduğu gibi demeden edemiyor. Nasıl desem, sanki olaylar bir valizin içine sığdırılmaya çalışılan tıklım, tıklım olmuş eşyalarmış gibi geleceğinden filme sıcak bakamıyorum. Dilerim, Murder serisine nazaran bu kez şaşırtırlar, o kadar fazla manga'da olup anime de görmek istediğim sahne var ki! Ahem, fanlığa kapılıp cıvıtmadan en iyisi yazıyı noktalamak. 

...diye içinden geçirdi, bir görünüp bir kaybolan kız.
İç fısıltı: Tek bu yönden bloga fazla bakamadığımdan kendimi Haven'daki Audrey Parker gibi hissetmeye başladım. Tıpkı Audrey'nin 27 yılda bir kasabaya geldiği zamanlar, etrafı değişmiş bulup kendisinin aynı olması gibi, ne ara buraya yazı kondursam, takip ettiğim bloglar o kadar değişime uğruyordu ki, kendim aynı yönde sayıklıyor gibiydim. Tıpkı, çevresi değişip kendisi değişmeyen Audrey gibi. Belki de aydaki tavşanı arayan River olmayı bırakıp Audrey olmalıyım.
...



26 yorum:

  1. heeeey işteeee audreeey riveeer formdaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ikinci bir isim gibiii :)
      Audrey'nin yeniden ortadan kaybolmamasına çalışacağım bakalım deep.
      *ganbatte Riv!*

      Sil
  2. Sanal oyunlar... Başarılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bitirdi beni...
      Bir de bizim takımda ölen ölene.
      Sanırsın bir yeşim çam hakim Demirci, hani sen gidersen ben de giderim teması vardır ya, işte bizim oyunda o hakim. Yine de azimliyiz. Sağolasın. ^^

      Sil
  3. Riiiv, hoş geldin :D MMORPG tarzı oyunlar bana da bağımlılık yapıyor, o yüzden oynamıyorum, zaten oynayacak zaman da bulamıyorum :// Fotoğraflarındaki Incarceron ve Zaman Çarkı'da dikkatimden kaçmadı. Incarceron'u sevdiğimi hatırlıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de pek severim İncarceron serisini. Masamın o kısmında bulunan kitapları her haftasonu değiştiririm işim gücüm yok gibi. Okuduklarım bile olsa kimisi, hoşuma giden bir söz, yada sayfa olduğundan tekrar bakmak isterim. Öyle ki annemle sayılı tartıştığımız konulardan birisi de bu huyum olup çıkmıştır; 'masanın üzerini düzenleyeceğine, dolabını düzene koysan ya...' ve bir gün Riv, bu söze kulak asıp taa çocukluğundan bu yana kalan eşyalarıyla, kaybolduğunu sandığı ıvır zıvırları bulur. :D
      Hoş buldum Salıncak, sen de hoşgelmişsin. ^^

      Sil
  4. O kumbaradan bizde de var River 😊. İyi fikirmiş aslında yapacaklarını yazıp içine atmak. Bence de bloğa biraz daha fazla zaman ayırmalısın böylece bizde seni daha çok okuruz 😊.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha cidden mi. :D Seninkinin durumu kesin benimkinden katçana iyi durumdadır Zehra.
      Küçüklüğümden beri kumbara tutma huyum hiç olmadı. Bir yolunu bulur, kilitsizde olsa o koyduğum parayı alırdım. + Ben de öyle umuyorum, daha fazla zaman ayırmayı. Bakayım bu yöntem tutacak mı. Tutmasa bile boş işlerle uğraşmaktansa zamanımı farklı bir yönde değerlendirmek istediğimden bir yolunu bulup tutturmak istiyorum. ^^
      (bknz: öyle yada böyle işlerini rayına oturtmayı kafasına takan Riv.)

      Sil
  5. River özellikle son notunu okuyunca gerçekten güldüm :) Aklıma kendim geldi de, yine blog tasarımı değiştirdiğimden :))
    Samimi söylüyorum, okuduğum kozmetik içerikli blogları bir kenara koyarsam, yazılarını beklediğim, severek okuduğum nadir blogger sensin.
    Özlemişim de, sabah çayıyla iyi geldi.
    Kara Büyücü Üçlemesi baya da ilgimi çekti. Ben bir bakayım onlara.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin de yorumun akşam çayı ile hoş geldi Blana'm. Tek yorumların değil, genel olarak yazdıkların o kadar samimi ve enerji verici ki, insan okurken içi kıpır kıpır oluyor. Ah, tema değişimi dedin, feci merak ettim! Bakmadığım bir yığın blog olduğundan teker, teker geziyordum. Sıralamanın nizamı bozulsun... Cidden merak ettim! Çayımı kapıp geliyorum.

      Sil
  6. Yineden hoş geldin River. :)
    Ben de tam bugün blog aleminin kayboluşuna dair bir yazı yazacaktım ki, sen geri gelmişsin. Çok sevindim. Umarım daha çok aktif hale gelip bizi yazılarından yoksun bırakmazsın. Uzun yazı okumayı özlemişim ya. :) Ayrıca yeni challenge'lar yolda, yine kitap okumakla ilgili hem de :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rastlantı olmuş desene. Tam da yeni kitap alışverişi yapmışken, kitapla ilgili challange duymak ayrı güzel oldu. :D
      Ben de seni ve challange'larını özlemiştim Miya-san. Aslında dediğin gibi, benim de takip ettiğim pek çok blog kuzuların sessizliğine bürünmüş vaziyette, diğer yandan gümbür, gümbür devam edenler de var, usul usul rüzgara kapılmış yaprak gibi devam edenler de... Öyle, böyle, devam edenler de... kısaca devam edenler yok değil var. Ve ben o devam edenleri inan seviyorum, her girdiğimde, bir iki cümle yakaladığım zaman kendimde bulamadığımı da yakalamış oluyorum. Aynı şekilde, o devam edenlerin arasında seni de gördüğümde mutlu oluyorum.

      Sil
  7. Riv sonunda ya.. bizi sensiz birakma bu kadar uzun sure.. ozlettin kendini. Blogumda yorumunu gorunce o kadar mutlu oldum ki bildirim de tam zamaninda geldi. Boyle her seyin ust uste geldigi bir vakitte tam agladim aglayacagim derkn yorumunu okudum kendime geldim. Yorumunla blog acarak ve senin gibi blogger dostlar edinerek ne kadar da dogru bir karar vermisim dedim.. bundan bir onceki yazini da yanlis hatirlamiyorsam hastahanede okumustum. Ya yazilarin ya yorumlarin beni kendime getiriyor.. cenem dustu yine Riv, ozetle ben iyiyim sen nasilsin;) son olarak yazinin sonunda tebessum ettim, ayrica online oyun kulturum yok ama su an merak ettim.. iyi ki varsin Riv:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşsün canım, kelimeler insanı mutlu eder. :D Karşındakinden geleni okumak kadar yazmakta öyle, yoksa neden iç sesini klavyesine taşımak zorunda kalsın ki insan. Bu arada, çok merak etmiştim seni, geçen sefer rahatsızlık falan deyince endişelenmiştim. Açıkçası şuraya hangi arkadaşım bir problemini yahut içindeki sıkıntıyı yazsa merak ediyorum, biraz kendimi sorumsuz hissettiğimden bu yönde, keşke daha fazla vakit ayırsaydım diyorum. Zira birisine düşünceni anlatmanın sanalı gerçeği olmaz, önemli olan karşındakine olan samimiyettir. Um, bu konuya nasıl geldim çok merak ediyorum. Bazen parça pinçik abuk sabuk konu başka yerlere sürükleniyor. Şayet bir kaptan olsaydım gemim çoktan bilinmedik bir adaya ulaştığından, büyük ihtimal kaptanlık mesleğinden kaşifliğe yatay geçiş yapmıştım. Sen de iyi ki varsın Bugün'üm. Her daim beni gülümsetiyorsun, iyi ki blog açmışım ve dahası daha çok zaman geçirmeliyim deyip, sizin gibi samimi arkadaşlarla tanıştığımdan kendimi şanslı hissediyorum. :)

      Sil
  8. Kara Büyücü Üçlemesi'ni ben de merak ediyorum ama çok fazla seri var elimde, kararsızlık içindeyim anlayacağın. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kararsızlık yok mu. :D
      Kararsızlıktan çok insan elimdeki bitsin diyor, bir de aç gözlüyüm. Şimdi bile bir liste daha hazırlamaya başladım, genel olarak bu kez uzun zamandır okumadığımdan çocuk kitapları ve Türk yazarlarımızın çıkardığı öyküler, hikayeleri eklemek istiyorum. ^^
      Bence hep okumaya ve yapmak istediklerimize bol, bol vakit bulmamız dileğiyle, kalem. Böylece belki bir ihtimal o kararsızlıkta ortadan kalkar.

      Sil
  9. Gün erteye dönmeden özellikle perşembe geceleri saat 23:59 larda yazı gönderdiğim çok olmuştur. Güzel bir telaş, ancak yetiştiremediğimde ucunda ölüm yok ya şeklinde bir avuntum olduğunu da itiraf edeyim :)
    Bizim yeğen küçükken oyuna fazla dalmasın diye annesiyle babası internetin kablosunu çıkarıyorlardı. Bir ara abim modemi söküp işyerine taşımıştı. Çok fena bir tutku bu oyun illeti. Benim pc de de bir iki oyun vardı. Oynamamak için sildim. Zaman zaman oyun aranırım, o vakit telefonumdaki sudoku yetişir imdadıma :)
    Blog alemi yeni katılan arkadaşlarla şenlenip büyüyor, değişiyor. Gerçi ben hakkıyla takip edemeyeceğim için yayılamıyorum. Bildiğim sularda yüzüyorum...
    River son olarak blog aktifliği ve gece oyunları konusundaki kararlarında ısrarcı ol diyeyim. Son derece yerinde kararlar çünkü.:) Sevgiler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zülal bu konuda benim idolüm ol, örneğim ol, hatta olma ben seni aldım bile. Bir kereliğine sırf aksiyon olsun diye gece yarısına ramak kala yazmaya çalışacağım, ertesi güne denk gelse de olur. Bunu sadece denemek istiyorum. orta okul zamanı bizimkiler de aynını yaparlardı, sonra ödevim var deyince o internet mucizevi şekilde gelirdi. Oyunu silmek... Bunu bir ara deneyeyim diyeceğim ama yeniden yükleyeceğimi bildiğimden kendimi kandırmış olurum. Yine de denemekten zarar gelmez derler. Bu gece bakarım, hazır bloglar ile haşir neşir olmuşken, belki aklımdan çıkar. ^^
      Son olarak; samimi diyorum ki inan bence katçana aktifsin, dahası özünde sözünde samimisin, ben seni bu şekilde tanımıştım. Eminim ki bloggera yeni katılan arkadaşlar da sözlerinden, güzel yazılarından seni merak eder, bir şekilde o yeni bloglar keşfetme işi kendiliğinden gelişir. :)

      Sil
  10. Amanın! İlk fotoğrafta arkada bir Edgar mı gördüm ben :D Hem de tüm hikayeleri kitabıyla sankim :D Senin Edgar Allan Poe sevdiğini bilmiyordum yahu :))
    Aklına gelmek güzel şey Riv :))
    Bol okumalı ve oyunlu geçmiş son zamanların :) Ben de bol kitap okuyabilmek ve oyun oynamak istiyorum, Hadi oyun oynamayı şubat tatilime erteliyorum kendimi çok kaptırırım diye ama sürekli işleri bahane edip kitap okuyamıyorum, o üzüyor. İşleri de doğru dürüst yapmıyorum. Bu vakitten sonra düzeltmeye çalışacağım da bakalım artık :)
    Özlemişim yazılarını okumayı yahu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O benim baş ucu Grimm'imdi bir ara. Grimm Masalları okurcasına, Poe'nun öykülerini okurdum her akşam. Derken kitap bitti, masal bitti. Şimdi bakışıyoruz. Yeniden başlamak istiyorum ama okuyacak kitap çok, Poe bana bakıyor, ben ona bakıyorum. Kardeşim şunun kılıfını çıkart öyle koy rafa diye bana bakıyor, bizim evde bakışmalarla geçen Brazilya pembe dizilerini aratmayan günler akıp gidiyor.
      Bahane değil seninki, pazartesi gününden başlayan yoğunluğun laneti. Ay, lanet demek sevimsiz geldi bak, um, Garfield günleri diyelim biz ona. Ama bak o Garfield günlerinde bile fırsat bulmuşsun Şubat gibi düşünüyorum demişsin dahası düzeltmeye çalışacağım diye aklına da koyup fırsat kapısı çıkarmayı arzu etmişsin. Bence yoluna koyar, bol bol Şubat tadında günlere de kavuşursun Totoro'm. Çünkü tanıdığım en azimli ve kararlı insanlardan birkaçısın. ^^

      Sil
    2. Grimm masalları da mı okuyorsun yoksa :O Daha geçen sansürsüz masal kitabını aldım Grimm'in :D
      Bana da diyorlar kılıfı çıkart diye ama hayır, Edgar'cığıma yapamam bunu :D

      Bakalım yaa, koyacağız o yola inşaallah :D
      Sağol Riv yaa :))

      Sil
    3. Ahh o sansürsüz baskı hep aklımda. :D Benim Grimm ödünç Grimm'di. Haylice merak ediyordum, arkadaşta da olunca vermişti. Oldukça hoşuma gitmişti. Sanırım iki ciltlikti sansürsüz baskısı. Şu an sadece tek cildini okumuştum. Değil mi ama? Edgar'a yapılmaz. Ben de yapamadığımdan, (yapamayacağımdan) bakışıyoruz her odaya girişimde.

      Sil
  11. Hosgeldin uzun bir ara oldu 😊.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş bulmuşum. ^^
      Normalde annemin bakış açısıyla ev sahibi olarak bunu benim demem gerekirdi, ama burada ben ev sahibi olmaktansa oda arkadaşı gibi bir statüde olmayı tercih ederim. Ev sahipliği ciddi iş, bu arada sende hoşgeldin Derya! Bol, bol neşe getirdin. iyisindir umarım. :)

      Sil
  12. Hoş geldin Riv'im. Özlettin kendini. Daha sık yazarsın umarım.

    Kitap alışverişinden memnun kalmana sevindim. Alışverişin yazısı gelir mi ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir, gelir. Listemde aldığım iki kitabı senin blogundaki önerilerden, daha doğrusu her ay yazdığın neler okudum listesinden seçmiştim, çokta beğenmiştim. Ama ondan evvel senin gönderdiğin kitaplarınkileri yazacağım. Ne denli teşekkür etsem az Şule. Hep aklımda. Yıl sonu olmadan yazılarını yazmak istiyorum bu yıl içerisinde okuduğumdan. Gerçekten hepsi çok hoşuma gitti. ^^

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz