Ana Sayfa Kalemimden Animeler Kitaplar Mangalar Filmler Diziler Mimler

22 Şubat 2017 Çarşamba

Mim: Aklımda Deli Soru(n)lar


Oh, hayır! Vaktini seven kaçsın, River mim yapmaya çalışmış! Buraya daha sık yazmalıyım, az yazdıkça patlıyorum, kafamın içindeki düşünceler mime karışıyor, yazının masumluğu kaçıyor! Kendimi elma ile prensesleri kandırmaya çalışan cadılar gibi hissediyorum, 'bakın burada şirin bir mim var' dermişçesine, millet sayfayı açtığında 'bu da ne' tepkisini az buz işitiyorum. Yahut hayal gücüm bana ses efektleri ile işittirmeye çalışıyor. Bu yazı dün gece surlarında yayınlanacaktı, sonra ise uyuklamamla birlikte yarım kaldı. Ve yarım şeyleri sevmediğim içinse, devamını getirmek yerine şimdi en baştan başlıyorum. Geçenlerde ARMY'im Aysel'im mimlemişken, dün de Saliha'm, aynı mimle gelince yürü Riv mimi daha fazla bekletme, şarap değil bu değerlenecek dura dura dedim. Başlıktaki ufak harf eklemesinden az buz anlaşılacağı üzere yine bir mimi daha ufaktan katletmeye doğru yelken açmaya başladım, bunun son zamanlarda dürüstlük kavramımla kendimi kandırıp çoğu konulardan dolayı uzaklaşmamın etkisi vardı, hâl böyle olunca, daha iki kelimeyi tam anlamıyla bir araya getiremez olmuş, buraya yazmaktan sakındığım gibi, takip ettiğim bloglara dahi bakamamıştım. Keza o anki ruh haliyle yanıt vereceğim an karşımdakine ters bir söz diyeceğim düşüncesi beni ürperttiğinden o günler buraya yazmak isteyip aklımın hep 'ya' diyerek beni frenletmiş, sonuç olaraksa zihnimdekileri başka bir yere kıyıya köşeye yazmıştım. Doğrusu bundan birazcık yoruldum, nitekim bu sayfayı yeri geldiğinde sevdiklerimi paylaşmak, yeri geldiğindeyse aklımdakileri dökmek için açmıştım, bu sebeple yazının sonunda zamanında buraya eklemeye çekindiklerimi koyacağım. Mesela şu an bir Kore dizisine başladım, White Christmas adında sekiz bölümlük bir şey ondan ve son zamanlarda okuduğum kitaplardan bahsetmek istiyorum, hem boşuna challenge'a katılıp kendimi denemek istemedim. Fakat bunu daha sonraları yapacağım. Mesela bir hafta sonu? Hafta sonları güzeldir çünkü.


1- Almaktan asla vazgeçemeyeceğin bir şey var mı?
Galiba lolipop olabilirdi. Liseden beri edindiğim bir alışkanlık aslında, okulum ile evim arasında hayli uzun bir yol olunca servisle gitmek zorunda kalırdım. arabada tuttuğu için yanıma daima şekerleme alırdım, olips, lolipop falan. Ama genelde lolipop. Hatta çantama birkaç tane attığım için bazen sınıftakiler dahi, 'River, lolipopun var mı?' diye gelir sorarlardı. Evet, millete aynan var mı, suyun var mı derler, benden şekerleme isterler. bir acayip. Şimdi dahi bilgisayar başında yiyorum, bir şekilde beni rahatlatıyor doğrusu.

2- Büyük kocaman bir acı hissettiniz mi?
Şöyle diyeyim, parmağımı bile dikiş atılacak derecede berbat biçimde kesip, bunun farkında olmayan biriyimdir. birisi 'kanıyorsun' demese, fark etmem ve feci derecede sakarımdır. Bazen kolumu bacağımı bir yerlere çarptığımı farkına varamam bile, anca oluşan çürükleri görünce 'buraya ne olmuş ki öyle' diye kafa yorup nereye tosladığımı düşünürüm.

3- Altın günlerine dair korkunç bir anın var mı?
Olacak... Sanırım olacak. Küçüklüğümden beri altın gününe katılmayan annemin geçen hafta altın gününe katılmasıyla galiba bu gerçekleşecek. O vakit kimse okumasa dahi şu mimi yeniden düzenleyip o anıyı sıkıştıracağımdan bu maddeyi filmlerde ki can alıcı repliğimsi kelime ile bitireceğim; to be continued...
Umarım güzel yemekler olur. (aklı fikri yemekte olan insan.)

4- Özel bir yeteneğin olsa ne olmasını isterdin?
Empatiyi kaldıramam ben, bir defasında karşımdakinin düşüncelerini merak edip öğrenmeyi düşlediysem dahi uzun zaman evvel izleyip şimdilerde adını unuttuğum bir film vardı; karakter karşısındakinin düşüncelerini öğrenip dahası hissettiğinden kendini harap ediyor, düşündüğü mutluluğa kavuşamıyordu.Daha sonradan seyrettiğim Seinfeld'de ki George karakterinin sözü aklıma gelmişti, bir bölümde George hasta ziyaretine gitmeye çekinirken şunu demişti: 'Bundan hoşlanmıyorum. benim hakkımdakileri doğruca söyleceklerinden korkuyorum. Ne de olsa kaybedecek bir şeyleri yok. Neden söylemesinler?' Bu sebeple büyük ihtimal zihin okuma yahut anı paylaşımı gibi güç istemezdim. Kronos gibi zamana hükmetmeyi isterdim, bolcana vaktim olurken, donardı bir anda çevremdeki herkes. Tıpkı bir tablonun içinde yürümek gibi doyasıya gezer ve yapacağım işleri hallederdim. Ardındansa bir ek şıklatmasıyla yeniden akardı zaman.

5- 'Etraf ne der' diye düşünmeden hareket edebilir misin?
Bu biraz düşündürücü. Mesela, ben buraya yazdığım yazılar konusunda bazen tereddütler ediyorum velakin 'ne deler' diye değil, sadece sorumlarımla burada yazdıklarımı okuyan insanları sıka bileceğimi düşündüğümden dolayı bir şekilde sıkıntı yapıyorum, hani yazımın başında demiştim ya buraya koymaya çekinip kıyıya köşeye yazdığım durumlar vardı diye. İşte onlar olmasın istiyorum. Onun haricinde normal yaşantımda birazcık 'fazla' rahatımdır. Millet ne der diye düşünmem, iplemem, eve gelen konuğu pijamalarımla karşılayacak kadar davetkar insanımdır ben. -kendini evinde hissetsin canım, bizde resmiyet yok- Buradaysa tam tersi. Bunun birine beğendirmeye çalışmakla ilgisi yok, sadece her defasında yazdıklarını okurken neşelendiğim insanların huzurunu kaçıracak olduğumu düşünürüm. Örneğin şu iki yazının burada yer alması gerekliydi, ama aklımda kurduğum can sıkıcı düşüncelerden ötürü yer alamadı. Sanırım artık bunu fazla umursamıyorum ve bu nedenle buraya koymak istedim. (not: es geçmenizde fayda var.)

15-02-2017, Saat: 00:09
20-02-2017, Saat: 20:24


6- Hangi mevsimi seversin ?
Yaz doğumlu, güz insanıyımdır. Severim hazan mevsiminin yağmurunu, fakat duygusallıktır, hüzündür alakası yoktur, nitekim hoşuma gider donuk griye çalan gökyüzünün rengi. Sonracıma yine sıcak içecekleri içmeyi sevdiğimden dolayı da severim bu mevsimi, yazın katlanamıyorum sıcak çikolata içmeye. Fakat kışında, sonbahar da dondurma güzel gidiyor. hem renklerin mevsimidir bana göre hazan. Şehir ortamında hayatımı geçirdiğimden dökülen yaprakların, turuncu ve sarı tonlarıyla griye boyanmış caddeleri renklendirmesini göremesem de fazla, dinginliği hoşuma gider bu mevsimin.

7- Blog yazmak sana ne kattı?
Koca bir dünya keşfettim diyebilirim. Onun yanında ortak zevkim olan ve olmayan hatta beni yeni, yeni bilmediğim vukuflarla tanıştıran şirin insanlarla. Dahası, canım sıkıldığında, yahut moralim bozulduğunda yazdığı yorumları tekrar, tekrar okuduğum vakit 'iyi ki varlarmış' diye düşündüğüm, fikirleri benim için kıymetli insanlarla. İşte bu kişileri kattığı için seviyorum. Ve bu nedenle de fazla yazamasam bile asla burayı kapatmayı düşünmüyorum. Çünkü arada bir bile olsa onların bloğuna uğramayı ve yazdıklarını okumaktan keyif alıyorum.

8- En sevdiğin dizi, film, animasyon ve kitap hangileri?

Buffy the vampire slayer: Joss Whedon'un hayal gücü beni büyülüyor. Buffy öyle bir diziydi ki, her daldan konuyu barındırırdı bünyesinde. şöyle söyleyeyim, bir bölüm de neredeyse hiç replikleri yoktu, karakterlerin sesleri alınmıştı ve dolayısıyla herkes sesiz sinema oynarcasına anlaşmaya çalışıyordu. Sonra başka bir bölümse müzikaldi, karakterler kendi duygularını parçalar eşliğinde şarkı söyleyerek anlatmışlardı. Kısaca Buffy beni her yönüyle şaşırtmıştı. Vampirler peşinde koşup onları avlayan bir karakter olmaktan çok öteydi. Yine Felicia Day'e  (supernatural'ın charlie'si) olan hayranlığım da bu diziyle başlamıştı. Yan bir karakter olan V en az, Buffy, Spike, Xander ve Willow'uyla kısaca bir ana karakterin sunduğu sempatiyi barındırmıştı bana. Joss Whedon yine yaptığı yapımda, yan karakterlerin dahi büyük roller oynayabileceğini göstermişti. Buffy'i anmışken sevdiğim bir repliği de burada dursun.


''Buffy: Hiç kolaylaşacak mı?  
Giles: Hayat mı?  
Buffy: Evet. Kolaylaşacak mı?  
Giles: Ne dememi istersin?  
Buffy: Bana yalan söyle.  
Giles: Evet, aslında çok basit. İyi insanlar daima cesurdur ve sözünün eridir. Kötü insanlar, sivri boynuzları yada siyah şapkalarıyla kolayca ayırt edilir. Onları daima mağlup eder, günü kurtarırız. Kimse ölmez ve herkes sonsuza kadar mutlu mesut yaşar. 
Buffy: Yalancı.''

Papillion (1973): Henri Charriere kadar azimli insan görmemiştim, gerçek hayat uyarlaması olması da etkilemişti beni. Babam sayesinde keşfetmiştim Kelebeği (Papillion) ismi gibi bir filmdi. Papillion'un okyanusa atlayıp Dega'nın iç geçirerek baktığı sahne muhteşemdi.
''Papillion: Buradan kaçmanın bir yolunu bulursam, benimle gelir misin?''

Matrix: Bir de Matrix vardır bende daima yer edinecek yapımlardan. Düşünün hayal ettiğiniz her şey mümkün olabilir, fakat bu zihninizin sadece size sunduğu da olabilir, biraz ürpertici. Neo'un bir nevi gerçekliği kovalamıştı. Ben olsaydım yapabilir miydim? Galiba hayır, sabahları dahi beni etkisi altına alan rüyalarımdan kopmak istemeyip başımı yastığa gömdüğümden olsa gerek, bunu başaramayacağımı düşünüyorum. Gurren Lagan'da da yine Matrix'e benzer bir sahne vardı, o da çok etkilemişti beni. Hatta 'benim bir rüyam dahi yok' diyebilen bir karakterin dahi düşleri arasında hapis kalıp sonunda tüm vakit boyunca içten içe istediği arzularını sadece bir düş diye sıyırıp gerçekliğe gitmiş. Off, Viral, neden aklıma geldin şimdi?

Animasyonlara geçersek... Bir an geçmesem daha iyi dedim, nedeni ise açık: Animasyon delisi biriyim! Hatta Zülal'in bloğunda haberini yayınladığı her animasyonu gördüğümde tam anlamıyla çıldırıyorum seyretmek için ama yüzüklerin efendisinde Gollum gibi kıymetlimis moduna bürünüp daima izlediklerimde yok değil. Up başını çeker! Ya o ne tatlış bir hikayeydi fakat, Ellie, ile Carl'ın küçükken verdikleri sözler mi olsun, yoksa Carl'ın tüm hayatı boyunca bunu unutmayıp hayatını adadığı insan için o, orada bulunmasa bile Güney Amerika'ya uçan bir ev ile gitmeye çalışması mı? Uçan bir evle birde! Hayalleri kadar uçuk ihtiyar, çok seviyorum seni! Ellie'nin de büyük yüreğini unutmamak gerek, defterin kenarına Carl'a hayatına devam etmesi için yazdığı sözler içten olduğu kadar, sanki onlara ait gibiydi.
-Macera için teşekkürler. Şimdi git yenisini bul. Sevgiler Ellie.
Pandora Hearts içinde aynısını söyleyebilirim. Her karakteriyle koca bir aile gibiydiler. Gelip geçmiş karakterler bile iz bırakmıştı bu seride, bazen Vincent gibi yüzyılın ardında bırakılan hadiseleri unutmayan birini isterdim, sıkı sıkıya bağlanmış. Bazen ise Cheshire gibi beni huzursuz eden küçük hadiseleri bile ortadan kaldırmaya çalışan... Dedim ya, her yönden sevdirmişti bu seri beni. Biraz da düşündürmüştü, şayet Abbys'e gidip zamanı geri alma gibi bir durumum olsaydı ne yapardım diye. En iyisi lafı uzatmayayım, Buffy'de ki gibi hoşuma giden birkaç sözle bitireyim ki, gerisini siz anlayın. Onların hikayelerini taşıyan sözleri daha anlamlı.


''White Alice: Abyss'e gelenlerin hepsi aynıdır. Tümü bir şeyleri geri almaya çalışan umutsuzlardır. Fakat herkes kısmen delidir. 
Alice: Bir insan olmadığım için korkuyorum. Diğer zincilerden farklı olduğum için korkuyorum. Bilmediğim şeylerden ve zaten bildiklerimden korkuyorum... Ve her an... Daima... Herkesten çok, kendimden korkuyorum.
Cheshire Cat: Seni mutsuz mu ediyor?... O hâlde Cheshire onu yok edecek!''

Kitap olarak burayı Tess'in kitaplarında ki sözlerle doldurmak istedim. Bu kadın beni benden alıyor, tam anlamıyla. Jun Mochizuki bir, Tess Gerritsen iki, yahut tam tersi. Ayrım yapamıyorum, Mochizuki'nin Mangaları, Tess'in Romanları. Ha bir de Zaman Çarkı serisine oldukça düşkünümdür. Imm, cidden yazının uzayacağını hissettiğimden şöyle bir iki alıntı ile bitireyim en iyisi. Fakat bir ara Mochizuki ile Tess için ayrı bir başlık açacağım, bir gün... Haklarını veremediğimi hissediyorum.
''Biliyorum bu dünyada kötülük var, her zaman olmuştur. Fakat bunu açıklamak için Şeytana yahut iblislere inanmamız gerekmez. İnsanlar, başlıca kötülük yeteneğine sahiptir. - Tess Gerritsen.''
''İnsanlarla paylaşabileceğin en samimi duygu, sevgi yada nefret değildir, acıdır. -Tess Gerritsen.''

9- Düşlediğin hayatı yaşayabildin mi ?
'Bu mudur?' Diyebileceğim bir yaşantım yok. Ailem ve çevremde sevip değer verdiğim insanlar var. Bazen evet problemlerim oluyor, kendimi El Dorado'nun yolunu arayıp kafasında ki onlarca kurguyla derine batıp hayali kovalamış bir kaşif gibi hissederken, bazense umulmadık bir hadise karşıma çıkıyor, mutlu edip zihnimi yeyip tüketen saçmalığa tekmeyi basıveriyor. Tek bu sebeple beni daha neyin mutlu edebileceğini bilmek istediğimden, ertesi günü ve ondan sonraki zamanı görmek istediğimden: Evet. Az çok yaşıyorum. Hatta bayağı.

10- Gece yarısı uyanıp sevdiğiniz birinin nefesini dinlediniz mi ?
Aa nasıl sorucuk bu böyle. Olmasını istedim şimdi. Hoş olurdu öyle birileri olup çıksa.

peki bu mim kimlere gidiyor?
normalde ucu açık bırakırdım isteyen yapsın diye fakat biliyor musunuz birisi benim adımı sıkıştırdığında hoşuma gidiyor. bu sebeple ben de şu an aklıma gelen arkadaşlarımın adlarını sıkıştıracağım. yine de isteyen olursa yapsın, davet beklemesin, çıksın gelsin, yapsın yahu. 
yapıp yapmadığını bilemiyorum, eğer yapmışsan ses et dağınık Sherlock'um. senin o hoş dağınıklığın arasında gözümden kaçmış olabilir, ardından kitsune'ye ve Atlantisli'me gitsin. Atlantisli'm bu yıl yoğun bir dönem yaşıyordu. bu sebeple belki aktif olmak için fırsat yakaladığında yapmak isterse yazar bu mimi.
sonra; miya-san, totoro'm, gülücüklü insan Talha, yeni tanıştığım bir blog arkadaşı olan Eren ve bu aralarda olmayıp yazdıklarıyla daima aklımda olan Shuu-san'ı sıkıştırdım araya. (umarım en kısa zamanda dönersin Shuu, çünkü merak ettim seni.)
Aaa dur, bu mimde kitap ve fimlerde vardı bak. ondan Şule, Zülal ve Şenay'ı da yazdım. 
Hadi bir de geçen gün takip ettiğim blogerın yenilerini araya sıkıştırayım. Ho, ho! adam yeni gelmiş rahat ver Riv bari denirse... Cık, olmaz. Squirtle seni de yazdım. 

mim için yeniden teşekkürler, şimdi bir de siz yapın.
sevgiler; River.
(Up, alıntısı yaparaken eğlendim. Çaktırmayalım. Şşşt.)

gifler tumblrdandır.

28 yorum:

  1. ''Buffy: Hiç kolaylaşacak mı?
    Giles: Hayat mı?
    Buffy: Evet. Kolaylaşacak mı?
    Giles: Ne dememi istersin?
    Buffy: Bana yalan söyle.
    Giles: Evet, aslında çok basit. İyi insanlar daima cesurdur ve sözünün eridir. Kötü insanlar, sivri boynuzları yada siyah şapkalarıyla kolayca ayırt edilir. Onları daima mağlup eder, günü kurtarırız. Kimse ölmez ve herkes sonsuza kadar mutlu mesut yaşar.
    Buffy: Yalancı.''


    ben bunu çalarım ama :)))) sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevdiysen al elbet. :)) Whedon dizide karakterler aracılığıyla bir nevi tüm izleyicilere sunmuş ki o replikleri. Buffy, herkesin Buffy'si. ^^

      Sil
  2. White Christmas mı! Adı gibi üşüten bir dizidir haberin olsun Riv, ben izlediğimde depresyona girmiştim o diziyi. Melankoliyi hissettiğinde temkinli olmanı tavsiye ederim :D

    Resmen 4. sorunun cevabı benim cevabım olma niteliğinde :D Zamanı dondurmak ve ek olarak dondurduğumda istediğim kişiyi uyandırabilmek isterdim :D

    Çok için sıkılmımışlı yazıları daha sonra okumak üzere kaydettim. Aklımda :D

    Papillon listeye eklendi.

    Pando Hearts' ı en kısa zamanda izlemeliyim artık ya :D

    Tess'in acı hakkındaki sözü çok doğru.

    En kısa zamanda yapacağım mimi, teşekkür ederim Riv <3 :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu yorumunu çok ama çok önceden okumayı isterdim Totoro'm. :D
      neyse hâlâ geç değil, biraz askıya alabilirim. henüz taze, ponçik bir ruh haline kavuşmuşken kaybetmek istemiyorum. 91 days animesini izlediğimde zaten finalini paket, paket peçetelerle seyredip ana karaktere "neden Angelo? neden?" demiştim. hatta kardeşim "mafya serisinde duygulanan tek sen varsındır" demişti. karakterlerin hikayelerinde ki dram beni etkiliyor. :D
      başka seyrettiğin diziler varsa hüzünlendirecke, yahut 'iz' bırakacak bir liste yapsana müsait vaktinde.
      pandora serisini seyrettikten sonra görüşünü merak ediyorum doğrusu.
      vede, ne demek ki, ben de bekliyor olacağım. ♡

      Sil
  3. Okudum en güzel mimlerden biri :))Çok güzel olmuş cevaplara bayıldım :)) sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim sessiz,
      satırları hoş bir insandan duymak inan mutluluk verici. :)

      Sil
  4. Ay bende hissetmem yani ilk saniylerde acıyı algılamam sonra da kanı görüp paniklerim yine hissetmem çok sonra acır daha çok sızlar yada .
    Eğer altın günlerine dair korkunç anıların olursa yaz , bana da haber ver merak ederim ben :D
    Bazen banada oluyor o yazdıklarını yayınlamamak ama ben çok gıcık bir tip olduğum için bunu yapmıyorum o yazıları ben yayınlasam farkında olmadan bir çok kişiyi sinir ediceğim için yapmıyorum bunu , bak ben etraf ne deri umursamam demiştim ama bu açıdan bakınca bende umursuyormuşum :D
    River ben en çok uzun yazıları seviyorum , senin yazında çok güzeldi , uzun uzun yaz bence ^^ hatta ben senin yorumlarını da çok seviyorum başka bloglar da görünce bile okuyorum çok tatlı yorumlar yapıyorsun ya ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aman, umarım olmaz Saliha. bir de bizim şansımıza kapanışı annem yapacak. kurada en son çıkmışız. kapanış ben de düşüncesiyle abartır diye korkuyorum. :D
      gerçi yemekler hoş olursa gerisi boş benim için. askdjf büyük ihtimal buraya menü listesi sıralarım. ahaha
      bende uzun, uzun yazılmış yazıları okumayı oldukça severim. ^^
      fakat bazense yazdığım vakitler karşımdaki sıkılacak diye çekinirim, bu nedenle bunu duymak sevindirdi beni. ayrıca aynısı senin yorumların içinde geçerli, Aysel'in bloğunda olsun, başka bir arkadaşın bloğunda olsun, yorumlarına her rastladığımda okuyorum. :D

      Sil
  5. sevgili River beni de düşündüp mimlemen beni çok mutlu etti, çok teşekkür ederim, ama bir süredir mim cevaplamaktansa okumayı tercih eder oldum:) cevaplarını keyifle okudum, lolipop cevabına çok şaşırdım:)) mevsim konusundaki zevkimiz aynı ve tabi ki Pandora Haerts'ı çok merak ettim, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. fırsat bulursan izlemeni öneririm Eray. serinin sonu ucu açık bırakıldığı için, mangası animeden daha hoşuma gider. belki animenin ucunu açık bırakmayıp devamını getirselerdi, uzun soluklu ama 'güzel' olarak nitelendirilen serilerden birisi olarak anılabilinirdi. yine de karakterleri bozmadan iyi uyarladıklarını düşünmüşümdür. bu yönden çok severim. bir de harikalar diyarının yansıtılması da var, böylesine tatlış. vede rica ederim. hiç sorun değil ki. :3

      Sil
  6. yaaa Riv!!!
    Giriş kısmında alemsin dedim, benzetmeleri okudukça sonra sorulara geçtim yükselen modda alemsinler, kıkırdamalar... senin rahatlığın ve anlatışın beni benden aldı ama şu pijama mevzusu bende de var yalan yok =))
    Çok keyifliydi mim, özlemişim kalemini, eline emeğine sağlık ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahaha çok hoş işte. :D ayrı bir samimiyetimiz var bizim Kore'm. misafirlerle pijama partisi yapıyoruz ne hoş. pijamanızı kapıp gelin. ^^
      ben de seni görmeyi özlemişim. bir de ilk bölümünü seyrettim dizinin! hadi bakayım. devamını getireceğim.

      Sil
    2. Bak işte burayı da atlamışım ;D ruh ikizim de olmasa toplayanım yok Riv! Bir ara o da dağıldı az geldi, ne yapacağımı bilemedim :S
      Siz hiç gitmeyin hayatımdan ❤

      Sil
    3. Dizi nasıl gidiyor Riv? umarım sevmişsindir, sevmediysen de bırak gitsin =)))

      Evet dağınık, hayat savurdu beni =)) taam yapışık gezicez sana, junior kesmedi galiba :P

      Sil
  7. bende eci sakarım ve bazen allah allah buramı ne zaman yaralamıştım, bunu nereye çizdirdim gibi şeyler çok sık yaşıyorum. Bencede birinin düşüncelerini okumak alan hoş bir özellik olmazdı gibime geliyor bende böyle bir yeteneğe sahip olmak istemezdim. güzel bir mim yapmışsın. teşekkürleeeer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. di'mi? ondan yaşasın kafamızın içindeki saklı kalan iç sesimiz!
      vede asıl sana koca koca teşekkürler Süm. ben de bu mimi okumayı çok seviyorum doğrusu, hangi blogda rastlarsam, zaman ayırıp bakmaya çalışıyorum. um, aslında mimleri seviyorum ya. :D

      Sil
    2. O zaman benim en son başlattığım mime lütfen katıl rivercık. Seni eklemeyi unuttum çok özür dilerim. Bende yaparsan çok sevinirim :)

      Sil
    3. koşarak bakacağım şimdiii. ana sayfaya düşen yeni haberleri sekleme olarak açmıştım ama bakmaya fırsatım olmamıştı. :) ayrıca hiç önemi yok ki, söylemen yeter. ^^

      Sil
    4. O zaman olley. Hemen bekliyprum :)

      Sil
  8. Lolipop mu? Ben de kırk yıl yemesem aklıma gelmez. Hatta şu an en son ne zaman lolipop yediğimi düşünüyorum da hatırlayamadım.

    Blog dünyası da seni tanıdığı için çok mutlu. ah bir de daha sık yazsan.

    Mim için teşekkürler. Bu hafta yapacağım mutlaka.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de büyük ihtimal bir gün aramam gibime geliyor lolipopu. ama şimdilik hâlâ çantamda bir tane bulunması gerektiğinden hissettiğimden yanıma alıyorum. kardeşim hatta telefon mu bu gereksim olsun diyor. ^^ rica ederim ne demek, konu kitaplar oldu mu aklıma ilk gelen kişisin. :)
      hem onun haricinde diğer sorular için vereceğin cevapları da merak ediyorum.

      Sil
  9. Eline sağlık :))

    Zamana hükmetme olayını tuttum ben, kullanmazsan talibim :P

    Kırmızı hap - mavi hap. Ne seçim ve sonuçlar ama...

    Zaman Çarkına başlamak için kafamın sakin olduğu bir anı kolluyorum. Ölmeden bitirmek istediğim serilerden bir tanesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de henüz tamamlayamadım, o seriyi en son alacakaranlık kavşağına geçmiştim kitapta. sonraysa başka türde kitaplarda okuyayım diye bir vakit ara verince, olaydan koptuğumu hissetmiştim, şu an hâlâ onda demir atmış vaziyette kaldım. ^^
      ayrıca olur vallahi, gücün kimin kullandığının önemi yok. :D
      yeter ki zaman biraz dursun. ahaha

      Sil
  10. Canım canım canımmmm güzel ajancım Rivcim! Yazına koşa koşa geldim ama gel gör ki 3 seferde okuyabildim (tahmin etmişsindir sebebini ;D). Senin güzel yazıların da geçiştirilemiyor ki her satırda ayrı bilgi.. Hele ki böyle bir mimde! O film neymiş? Bu yazar hangisi? Aaa nolmuş Riv'e? Tessss evet Tessss... Aaa bana ne demişşşş? Gibi deli sorularla okuyorum, yorum kısmına sadece birkaçı kalıyor aklıma ;D
    Çok tatlısın sen ve hep yazacağım: düzenli gel! Her yazında ve yorumunda nostaljik radyo dinler gibi özlediğimi fark ediyorum seni❤ Ne de olsa ilk dostlarımsınız benim bu blog dünyasında yeriniz apayrı ❤
    Güzeller güzeli arkadaşım mimler de yapmam mı??? Elbet yaparım :) Çok da mutlu olurum!!
    Gecikirse affettin bile değil mi beni ;D (daha gecikmeden yolunu yapan Dağınık ;P)

    YanıtlaSil
  11. Riv, lolipopun var mı? :D Ben de çok severim, sık yemesem de seviyorum uleeen :D

    Up benim de bayıldığım animasyonlardan biri, naif bir hikayesi vardı. Ayrıca bu tatilde izlediğim Inside Out animasyonu da kalbimi kazandı :D İzlemediysen tavsiye ederim :))

    Harika bir mim olmuş, zevkle okudum :))

    YanıtlaSil
  12. papillion harika ya , kitabı süper on numara 5 yıldız , falan :D

    YanıtlaSil
  13. Ne harika bir yazııı!Sen hiç yazmayı bırakma Riv'm!
    Buffy the Vampire Slayer'ı izleme isteği geldi,bi gün,muhtemelen yazın başlayacağım o diziye o zaman.Bir istek geldi.Arigato River'm!
    Alıntılar nasıl güzeldi çok hoştular.
    Mimleri katletmek değil de güzelleştiriyorsun sen.İnsanın defalarca okuyası geliyor.
    Sakarlık konusunda aynıyız.Ben de bir bakıyorum ki bir yerim kanıyor,morarmış.Diyorum 'ne ara oldu ki bu' :D
    Defalarca Arigato sana canım :) Harike bir yazıı ^_^

    YanıtlaSil
  14. merhaba blogunu yeni keşfettim :) ayrıca mimi de keyifle okudum sevgiler...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz